Çocuğunun down sendromlu olduğunu 3 günlükken öğrenen Özel Ege Şehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Alper Dırık, şuan 6 yaşında olan oğlunu tıbbi bilgisi sayesinde daha iyi tanıdığını ve sosyal yaşamdan izole etmeden büyüttüklerini söyledi.
''Bize Sabretmeyi Öğretti''
Oğlu Çınar’ın ilk doğduğu zaman down sendromlu olduğunu anlamadıklarını ancak 3 günlükken bazı şeylerden şüphelendiğini anlatan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Alper Dırık, daha sonra down sendromlu olduğunu öğrendiklerini söyledi. İlk 6 aylık sürecin kendileri için çok zor olduğunu dile getiren baba Dırık, “Çevremizin de desteğiyle bunun üstesinden geldik. Hemen down sendromuyla ilgili araştırmalar yaptık, tıbbi bilgilerimi güncelledim. Aslında hiç korkulacak bir şey olmadığını, sadece bir farklılık olduğunu, eğitimin biraz daha zahmetli olduğunu fark ettim. Zaten Çınar’ı tanıdıkça, Çınar’la büyüdükçe ‘iyi ki çocuğumuz olmuş’ dedim. Çınar, kendi kendini bize sevdirdi, yaşama sevinci verdi, bize sabrı öğretti. İlk baştaki korkularımdan bir şey kalmadı” dedi.
''Sosyalleşmeleri Önemli''
Down sendromlu bireylerin hangi hastalıklara yakalanabileceklerini araştırdığını da kaydeden Op. Dr. Alper Dırık, “Gerekli testleri yaptırdım, tedavilerine başladık. Çınar’ın çok ciddi sağlık sorunları olmadı” diye konuştu. Özel çocukların sosyalleşmesinin önemine de değinen Dırık, “Çeşitli dernekler aileleri bilinçlendiriyor. İnsanın başına gelebilecek en kötü şey gibi geliyor ilk duyduğunuzda ama büyüdükçe dünyanın en sevimli insanları olduğunu anlıyorsunuz. Ben ‘Çınar iyi ki var, iyi ki olmuş’ diyorum. Başka çocuğum olsa bu kadar sevebilir miyim bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
''Bu Sadece Genetik Bir Farklılık''
Down sendromlu çocukların çok küçük yaşlardan itibaren eğitimine başlanması gerektiğinin altını çizen Alper Dırık, “Özel eğitim ve rehabilitasyon lazım. Bu çocukların kasları zayıf oluyor. Kaslarını güçlendirecek eğitim ve fizik tedavi programına başlanması gerekiyor. Hiçbir zaman Çınar’ı sosyal çevremizden dışlamadık. Ayrıca bireysel eğitim almaları ve bu eğitimin evde desteklenmesi gerekiyor. Karşılaştığımız işinde uzman ve etik eğitimciler sayesinde çok hızlı yol katettiğimizi düşünüyorum. Gittiğimiz heryere Çınar'ı da götürdük. Onu izole etmedik. Diğer aileler de öyle yapsın. Çocuk daha sevecen oluyor. Hiç çekinmedim çocuğumdan. Bu hastalık değil sadece bir kromozom fazla olmasından dolayı genetik bir farklılık. 20 yaşına geldiklerinde kendi işlerini kendileri yapıyorlar. Çalışıp üniversiteye gidenleri dahi var” dedi.
''Aileler Down Sendromlu Çocuklarına Sevgi ve İlgi Göstersinler''
Çınar’ın annesi Rahime Dırık ise oğlu Çınar’ın sevgi dolu bir çocuk olduğunu söyleyerek, “Tüm gün mutlu olan, size enerji veren bir çocuk. Zor bir yaşantımız var ama eğitimle atlatılmayacak bir şey değil. Aileler down sendromlu çocuklarına sevgilerini, ilgilerini versinler. Çocuk bunu hissettiği zaman eğitimle birlikte çok şey başarıyor. Her başarısı da sizin için çok özel oluyor” şeklinde konuştu. Anne ve babasıyla birlikte parkta oynamaktan büyük keyif alan 6 yaşındaki Çınar’ın ise en sevdiği marş olan İzmir Marşı’nı ezbere söylerken mutluluğu gözlerinden okundu.