Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Karaköse, “Böbrek kanserlerinin yarıdan fazlası rastlantısal olarak tanı almaktadır. Genellikle başka bir hastalık nedeniyle yapılan ultrason ve tomografide küçük boyutlu ve erken evredeki tümörler yakalanmaktadır.”
Böbrek kanserinin 60-70 yaş arası kişilerde daha fazla görüldüğünü belirten Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Karaköse, “Hastalık sinsice ilerliyor. Doğru beslenme şekli ve erken tedavi, hastalığın tedavisinde umut oluyor” dedi.
Günümüzde metabolik hastalıkların artması ile beraber böbrek kanserlerinin görülme sıklığının da arttığını belirten Ekol Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Karaköse “Böbrek kanserleri çok sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Hipertansiyon, sigara kullanımı, obezite, yüksek proteinli beslenme, hareketsiz yaşam tarzı böbrek kanseri riskini belirgin arttırmaktadır. Böbrek kanserleri tüm kanserler içerisinde yüzde 2-3 oranında görülmektedir. Hastalığın görülme sıklığı 60-70’li yaşlarda daha sıktır” dedi.
Dünya genelinde ürogenital kanserler içerisinde prostat ve mesane kanserinden sonra 3. sırada yer alan böbrek kanseri nedeniyle her yıl yüz bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten Doç. Dr. Ayhan Karaköse, “Böbrek kanserlerinin yarıdan fazlası rastlantısal olarak tanı almaktadır. Genellikle başka bir hastalık nedeniyle yapılan ultrason ve tomografide küçük boyutlu ve erken evredeki tümörler yakalanmaktadır. Ancak olguların yüzde 20 ila 30’u tanı konulduğunda metastaz yapmıştır. Ayrıca böbreğe sınırlı böbrek kanserlerinin de yüzde 20 ila 40’ı tedaviye rağmen metastaz yapmaktadır” diye konuştu.
Doç. Dr. Ayhan Karaköse, “Böbrek kanserlerinin genellikle böğür bölgesinde künt ağrı ve şişlik, idrarda kanama, eğer diğer organlara metastaz yapmış ise metastaz yapmış olduğu organa bağlı olarak öksürük, kanlı balgam, kemik ağrıları, beyin tutulumuna bağlı belirtiler, halsizlik, kilo kaybı gibi belirtilerle görülebildiğini” söyledi.
Böbrek kanserlerinin tedavisinde etkili tedavi yönteminin cerrahi tedavi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ayhan Karaköse, “Cerrahi tedavide amaç mümkün olduğunca böbrek dokusunu koruyup tümöral kitlenin çıkarılmasıdır. Cerrahi tedavi açık ya da laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılmaktadır. Laparoskopik yöntem hasta iyileşme süresinin hızlı olması, daha az ağrı ve kanama olması ve hastanede kalış süresinin daha kısa olmasın nedeniyle açık cerrahiye göre daha avantajlıdır ve tercih sebebidir. Ayrıca organa sınırlı ve küçük tümörlerde tümörün ısıtılarak veya dondurularak yok edilmesini sağlayan Radyofrekans ablasyon ve kriyoablasyon tedaviside önemli oranda kullanılmaktadır” dedi.