Kolajenin vücudumuz için önemli bir protein olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Cansu Alakbarov, “ Hatta vücudumuzdaki proteinlerin önemli bir çoğunluğunu kolajen oluşturmaktadır. Kemik ve kas dokularımızda, bağ dokumuzda, gözlerimizde ve cildimizde bulunur ve 19 tipi vardır. Cildimizdeki kolajen cildimize esneklik ve dayanıklılık sağlar. 20’li yaşlardan itibaren sentezi yavaşlar ve miktarı azalmaya başlar. Biz cildimizdeki kolajen miktarının azaldığını çizgilerin ve sarkmaların olmasından, renk eşitsizliklerinin meydana gelmesinden ve canlı görünümün gidip mat görünmesinden anlarız” dedi.
Beslenmeyle de Alınabilir
“Günümüzde kolajen denince akla ilk olarak dışardan takviyeler gelse de aslında kolajeni günlük beslenmemizden de alabiliriz” diyen Dr. Cansu Alakbarov, “ Kolajenin en fazla bulunduğu gıda ilikli kemik suyudur. Bunun dışında balık, hindi eti, sığır eti de kolajen bulunduran hayvansal gıdalardır. Sebze ve meyvelerden domates, pancar, kırmızı biber, çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, lahana, brokoli, kivi, limon, portakal, karnabahar ve pırasada da kolajen bulunur” diye konuştu.
Kolajenden Zengin Beslenmek Yeterli Mi?
Dışardan besin ve takviyelerle kolajen alınsa da cildin besinlerden alınan kolajeni sentezlemesi için özellikle yaş ilerledikçe uyarıya ihtiyacı olduğunu söyleyen Dr. Cansu Alakbarov, “ Dermatolojide kullandığımız altın iğne radyo frekans sistemleri, mikro iğneleme sistemleri, lazer ve ışık tedavileri deri altında kontrollü hasarlar yaparak kolajenin yeniden sentezlemesini uyarır. Ciltte meydana getirdiğimiz bu yenilenme süreci ile birlikte daha sıkı, gergin, elastik, parlak bir görünüme kavuşulur. Aynı zamanda cildimiz güneşin zararlı ışınlarına ve çevresel etmenlere karşı daha güçlü bir bariyere sahip olmuş olur ve yaşlılık lekelerinin oluşumunun önüne geçmiş oluruz. Yaralarımız daha hızlı iyileşir” şeklinde konuştu.
Kolajenli Krem Tercihleri Nasıl Olmalı?
Kolajenin büyük moleküler yapıda olduğunu ve cilde sürülen krem veya serum içeriğindeki kolajenlerin derinin alt katmanına ulaşıp etki edemediklerini, derinin üst tabakasında koruyucu olarak kaldıklarını kaydeden Dr. Cansu Alakbarov, “ Bunun yerine peptit içeren serum ve kremler tercih edilmelidir. Tüm bunların yanında egzersiz yapmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, şeker ve rafine gıda tüketmemek, yeterli bir uyku düzenine sahip olmak, sigara tüketmemek, yaz kış fark etmeksizin geniş spektrumlu güneş kremi kullanmak da cildimizin kolajen miktarını artırır” ifadelerinde bulundu.