Obezite, Diyabet ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ömer Yoldaş, halk arasında Tip 2 Şeker olarak bilinen Diyabet’in Cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini söyledi.

Şeker hastalığının ilaç ve insülin kullanımına rağmen  kontrol altına alınamayabileceğini ifade eden Doç. Dr. Ömer Yoldaş, ameliyat öncesinde yapılacak testlerle ameliyata uygun olduğu görülen hastaların, cerrahi müdahele sonrasında ilaçlara ve insüline veda ettiğini dile getirdi.

“TİP 2 ŞEKERİ TEDAVİ EDİYORUZ”

Özel Sada Hastanesi’nde görev yapan Doç. Dr. Yoldaş, Tip 1 ile Tip 2 Şeker hastalığı hakkında bilgiler vererek, şu şekilde konuştu: “Diyabet (Şeker) hastalığı  Tip 1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrılmaktadır. Günümüz şartlarında cerrahi tedavisi mümkün olan Tip 2 diyabettir. Tip 2 diyabette pankreas bezinin bir insülin rezervi olmasına rağmen, bunun salgılanmasında ve dokular tarafından kullanılmasında problem vardır. İnce bağırsakların ileum denilen son kısmından salınan  hormonların pankreastan insülin salgısını ve dokuların insülin kullanmasını arttırdığı saptanmıştır. Uygulamış olduğumuz metabolik cerrahi ameliyatları da bu hormonal aktiviteyi arttırmakta ve dolayısı ile vücudun kendi insülinini kullanmasını sağlamaktadır. Sıklıkla ameliyat sonrası ilk ay içinde hastaların dışardan insülin kullanmasına gerek kalmamaktadır.

LAPARASKOPİK YÖNTEM

Laparaskopik yöntemle yapılan cerrahi tedavinin ameliyat sonrası iyileşme sürecinde büyük avantaj sağladığını ifade eden Yoldaş, “Tip2 diyabet hastalarımıza ameliyat öncesinde birtakım testler uygulanıyor ve tahlil sonuçları ameliyata uygunsa ameliyata alıyoruz. Yani başvuran her hastaya değil, uygun olan hastalara Tip 2 diyabet için cerrahi müdahale yapabiliyoruz.

Diyabet yani Metabolik Cerrahi ameliyat yöntemlerini ‘Laparaskopik’ yani kapalı dediğimiz yöntemle yapıyoruz” dedi.

“BAŞARI ORANI YÜZDE 95”

Şekerin tedavi edilmediği takdirde, böbrek yetmezliği, görme sorunları ve sinir sistemi hasarı gibi birçok rahatsızlığı da beraberinde getirdiğine vurgu yapan Yoldaş, şunları söyledi:

“Diyabet hastalığı cerrahi operasyonla tedavi edilmediği sürece ilerleyen yıllarda daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Görme yetisini kaybeden hastalarımız var. Böbrek fonksiyonlarını kaybedip diyalize bağlı kalan hastalarımız var. Sinir sisteminde bozuklukla, his ve duyu kaybı, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve yanma yaşayan hastalarımız var. Yani  diyabet bütün sistemlere zarar verebilen tehlikeli bir hastalık. Bu sebeple uygun hastalarda cerrahi seçenek ciddi olarak değerlendirilmeli. Uygun hastalarda ameliyatın başarı oranı yüzde 90-95’leri bulmaktadır.

ALMANYA’DAN ŞEKER AMELİYATI İÇİN GELDİ

Almanya’dan ‘Şeker Ameliyatı’ olmak için Obezite, Diyabet ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Ömer Yoldaş’a başvuran 53 yaşındaki Diba Ütügen, “Hapları ve insülinleri hayatımdan çıkardım. Çok mutluyum. Ömer hoca bana ikinci hayatı verdi, kendisine sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.

23 YILDIR ŞEKER HASTASIYDI

23 yıldır diyabet hastası olduğunu belirten Ütügen, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Almanya’da yaşıyorum. 23 yıldır diyabet hastasıyım. Yıllarca hap kullandım, daha sonra insüline geçtim. Yememe içmeme her şeyime dikkat etmeme rağmen şekerin önüne geçemedim. Her geçen gün daha kötüye gitmeye başladı. Gözlerimde sıkıntılar oldu, görme sorunları yaşıyordum. Ellerimde ve ayaklarımda uyuşmalar oluşmaya başlamıştı ve hayat kalitem gittikçe düşüyordu. Almanya’da çok araştırdım ancak Türkiye’de kendi ülkemde sevgili Ömer Yoldaş hocamın bu ameliyatı yaptığını duyunca çıkıp geldim, bana inanılmaz bir güven verdi ve ameliyatımı oldum. Henüz ikinci günümdeyim ama kendimi inanılmaz sağlıklı hissediyorum. İnsülini hayatımdan çıkarmak benim için yeniden doğmak gibi bir şey. Artık istediğimi yiyip içebileceğim. Çok mutluyum. Ömer hoca bana ikinci hayatı verdi, kendisine sonsuz teşekkür ederim.”

“HAP VE İNSÜLİN KULLANMAYACAK”

Diba Hanım’ın ameliyatına ilişkin bilgiler veren Yoldaş, “Diba Hanım bize yurt dışından, Almanya’dan ulaştı. Telefonla aradı ve yaklaşık 45 dakika süren bir telefon görüşmemiz oldu. Günlük 52 ünitelik insülin kullanıyordu. Buna rağmen şekeri 300’lerdeydi. Mevcut gıda tüketimini doktor kontrolünde ve diyetisyen önerileri ile yapmasına rağmen kontrol altına alınamayan bir diyabetten bahsediyoruz. Kan tahlillerini ve testlerini yaptık. Ameliyata uygun görüldü. 2 gün önce ameliyatını gerçekleştirdik. Ağızdan sulu gıda almaya da başladık. Hastamızın sağlık durumu gayet iyi. Ameliyatının 3. Gününde taburcu edeceğiz. Hap ve insülin kullanmadan hayatına devam edecek” diye konuştu.