İzmir‘de 172 kilo obez tanısıyla yürüyemeyen ve 15 yıldır evinden çıkıp hastaneye gidemeyen Nuran Gençer, 10 doktor tarafından evinde muayene edildi. Doktorların yardım eli uzattığı Gençer, gözyaşlarına hakim olamadı.
İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Nuran Gençer’in hayatı kendisine 15 yıl önce morbit obezite tanısı koyulmasıyla karardı. Aldığı kiloların durdurulmaması ile 172 kiloya ulaşan Gençer, yürüyememeye ve ihtiyaçlarını karşılayamamaya başladı. Yürüyemediği ve yakınlarının da taşımakta güçlük çekmesi sebebiyle 15 yıl boyunca hastaneye gidemeyen ve bacaklarında da ödem oluşan Gençer, evinde adeta mahkum hayatı yaşadı. Eşi Timur Gençer (73) ile iki oğlu ve bir kızının yardımıyla hayata tutunmaya çalışan kadın için ailesi de çalmadık kapı bırakmadı. Son olarak çareyi bir yetkili kişi ile görüşmekte bulan oğlu Ahmet Gençer (46), hastaneye gittiği sırada tesadüfen karşılaştığı Urla Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Adıgüzel Demirel’i durdurdu. Başhekime hiçbir şey söylemeden hemen annesine telefon açıp telefonu da başhekiminin eline veren Gençer, başhekimin duruma kayıtsız kalmamasıyla büyük mutluluk yaşadı. Başhekim Demirel, hemen harekete geçip hastanedeki 10 doktoru da yanına alarak obez hastası Nuran Gençer’in evine gitti. Doktorları karşısında gören Gençer, mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.
“15 yıldır yerimden kalkıp hastaneye gidemiyorum”
Yıllardır mücadele ettiği hastalığının kalıtımsal olduğunu ve annesinin de aynı durumu yaşadığını anlatan Nuran Gençer, ”2005’ten beri bu hastalıkla uğraşıyorum ve 15 yıldır hastaneye gidemiyorum. Yürüyemiyorum, bir araca binip yardımlarla gidemiyorum. Adli bir işim olduğunda noteri eve rica ediyorum, tamamen bitik durumdayım. Ben böyle burada mahkum gibiyim. Oğlum hastaneye gittiğinde tesadüf doktor bey de hastalarını geziyormuş, oğlum yakalamış ben de o sırada telefonda oğlumla konuşuyordum. Doktor beye durumumu anlattım, rica ettim. ‘Gelmiyorlarsa ben gelirim, bakarım size’ dedi. Çok sevinçliyim, o günden beri çok sevinçliyim. Bu büyük bir tesadüf. Çok memnun oldum onu bulduğuma. Çünkü ben çok mücadele ettim” dedi.
Ayakta durması için kendisini 3 kişinin bile zor tuttuğunu ve evde düştüğü zaman kendisini kaldıramadıklarını anlatan Gençer, bir ip gerip ona tutunarak kalkabildiğini söyledi.
“Ölüme terk edilmiş gibiydi”
Annesinin evde adeta ölüme terk edilmiş bir hasta gibi olduğunu ifade eden Ahmet Gençer ise, “Annemi yalnız bırakıp bir yere gidemiyoruz. O dışarı çıkamadığı için ruhen çok çökmüş ve asabileşmiş durumda. Kimseye gidemiyor, gezemiyor. Hapishane hayatı yaşar gibi dışarısı ile irtibatı kesildi. Görebildiği, konuşabildiği insanlar evimize gelenler. Sosyal hayatı bu kadar. Hastaneye gitmesi gerekiyordu anacak bu durumda bu mümkün değil ve gidemeyince ölüme terk edilmiş gibi bir şey oluyordu. Sağolsun başhekimimiz tesadüfen karşılaştığımda kendisine izah ettim. Yoksa prosedürle olan bir iş değil bu. Ama bu durumun önünün açılmasını istiyoruz. Çünkü bu durumda olan hastalar muhakkak vardır” diye konuştu.
10 farklı branştaki doktordan yardım eli
Farklı branştaki 10 hekim ile birlikte Nuran Gençer’in evine giderek gerekli işlemleri başlatan Urla Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Adıgüzel Demirel, “Hekim arkadaşlarımdan rica ettim. Farklı branşlardaki 10 hekim arkadaşımla görüştüm, onlar da sağ olsun beni kırmadılar. Hastanın yerinde müdahalesi ve yapabileceğimiz ne varsa değerlendirdik. Bu hastalar bize gelemiyor ya da bir şekilde irtibat kuramıyorlar. Bizim gitmemiz gerektiğini düşündük, geldik gördük. İyi ki de gelmişiz. Kendilerinin bizden talebi bakım için heyet çıkarmak tabii ki ama öncelikli olarak tedavi olması gerekiyor. Hastamız gayet sağlıklı olmakla birlikte sadece morbit obezite dediğimiz rahatsızlığa bağlı aşırı kilosu var. Heyet çıkartmamızla birlikte sevki yapılacak” dedi.
Gençer’in tedavisi noktasında nasıl bir yol izleneceğini de paylaşan Başhekim Demirel, önce diyet ve ilaç tedavisi uygulanacağını dile getirdi.
“Bir an önce hastaneye yatması gerekiyor”
Hastanın bir an önce hastaneye yatması gerektiğini ifade eden Demirel, “Hasta nefes almakta zorluk çekiyor, yürüyemiyor, hiçbir ihtiyacını kendisi karşılayamıyor. Yaraları açılmış, bacaklarında ödemi var. Bir an önce hastaneye yatması gerekiyor. 1.50 boyunda ve boy kilo oranına bakarsak en az 100-130 kilo vermesi gerekiyor. Tabii birden olmuyor bu, en azından ilk aşamada 50-60 kilo verilip yürüyebilir. Bu hastalarda bir kısır döngü oluşuyor; yürüyemedikçe kilo artımı oluyor. Kilo artımı olunca yürüyemiyor. Yürüyemedikçe belli bir süre sonra nefes alamıyor. Kalp, böbrek, akciğer yeteri kadar fonksiyon görmemeye başlıyor. Bu noktada öncelikle bizim hastayı mobilize etmemiz, yani hareketlendirmemiz gerekiyor. En azından tuvalete gidebilecek, kalkıp yürüyebilecek, kendi ihtiyaçlarını görebilecek duruma getirmemiz lazım. Yavaş yavaş hareketlendikten sonra kilo vermesi de başlayacaktır. Ama ilk önce hastayı hareket edebilecek pozisyona getirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.