Ege Ambulans
Genel Cerrahide Kapalı Ameliyat Konforu15/12/2017

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Demirtaş, her geçen gün teknolojinin gelişmesiyle birlikte tıp alanında da gelişmelerin yaşandığını söyledi. Gün geçtikçe daha fazla cerrahi işlemde kullanılan kapalı ( laparoskopik) ameliyat tekniğinin uygun hastalarda büyük konfor sağladığını belirten Op. Dr. Demirtaş, “ Kapalı yöntem hem hasta hem de hekim açısından konforludur. Ameliyat sonrası iyileşme ve sosyal hayata dönüş hızlıdır. Ağrı eşiği düşük, iz kalma oranı yok denecek kadar azdır.” dedi.

Açık Ameliyattan Daha Fazla Görüş

Op. Dr. Demirtaş kapalı ameliyatta cerrahın karın içindeki organları, kullanmakta olduğu aletleri ve yaptığı işlemleri ekrandan izleyerek ameliyatı gerçekleştirdiğini belirterek, “ Kamera görüntüyü büyüterek ve istenilen açıdan yansıtabildiği için cerrahın görüş imkanı açık ameliyatlara göre daha üstündür. Gerekirse ameliyat sırasında video kaydı da yapılabilmektedir.” dedi.

Kapalı Fıtık Ameliyatı

Laparoskopik ameliyat yönteminde fıtık açıklığına dikiş atılmadığını belirten Op. Dr. Demirtaş, “ Açıklığın üzerine mesh dediğimiz sentetik bir tül örtülür. Kapalı yöntemin avantajı hastaya dikiş atılmadığı için özellikle sporcu ve genç bireylerde hastanın ameliyat sonrası erken dönemde egzersiz programlarına ve aktif yaşama daha çabuk katılabilmesi sağlanır.” dedi.

Kapalı Karaciğer Ameliyatı

Karaciğerdeki her kistin laparoskopik ameliyat için uygun olmadığını belirten Op. Dr. Demirtaş, “  Kistin büyüklüğü, sayısı, karaciğerde yerleştiği bölge gibi birtakım noktalar göz önünde tutularak bazı hastalar daha başlangıçta açık ameliyat ile tedavi edilebilirler. Bu koşullar sağlandığında karaciğer hidatik kistlerinde laparoskopik cerrahi güvenilir bir tedavi seçeneğidir.” diye konuştu.

Kapalı Bağırsak Ameliyatı

İnce ve kalın bağırsakların besinlerin sindirilmesini ve artıklarının vücut dışına atılmasını sağlayan canlı borular olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Bağırsaklarımızın iç kısmı yüksek yoğunlukta mikrop içerir. Bu nedenle  açık yöntemle yapılan ameliyatlar esnasında bu mikropların karnın diğer kısımlarına yayılmaması için çaba gösterilir. Laparoskopik cerrahi ile yapılan tüm bağırsak ameliyatları tamamen kapalı yöntemle gerçekleştirildiği için, bağırsak içerisindeki mikrobik kapsamın karın içindeki diğer doku ve organlarla temas şansı olmamakta, bu şekilde enfeksiyöz komplikasyonlardan uzak kalınabilmektedir. Laparoskopik cerrahi ile her türlü bağırsak ameliyatı, daha kolaylaşmış, daha kısa, daha güvenilir bir şekil almıştır.” ifadelerinde bulundu.

Kapalı Reflü Ameliyatı

Kapalı reflü ameliyatının bir yeniden şekil verme ameliyatı olduğunu belirten Op. Dr. Demirtaş, “ Organ veya dokulardan bir kısmının kesilip çıkartılması söz konusu değildir. İlk olarak yeniden şekillendirilecek bölge (yemek borusunun alt kısmı ile midenin üst kısmı) komşu dokulardan serbestleştirilir. Reflü hastalarının önemli bir kısmında yemek borusunun, göğüs boşluğu ile karın boşluğunu ayıran raf biçimindeki diyaframdan geçtiği delik geniş ve gevşektir. Yemek borusu-mide kavşağındaki açılanma düzleşmiş, bu bölgedeki boğum yukarıya, göğüs boşluğuna doğru kaymıştır. Bu yapısal bozulmaya kayıcı tip mide fıtığı (sliding hiatal hernia) denir. Ameliyatta önce bu boğumun normalde olması gerektiği gibi diyafram rafının altında, karın boşluğu tarafında kalacak şekilde konuşlanması sağlanır. Diyaframdaki delik yeniden doğal sıkılık sağlanacak ayarda dikişlerle daraltılır. Son olarak da midenin şişkin, bombe üst kısmı, yemek borusunun en alt kısmı üzerine yaka biçiminde sarılırak dikilir. Bu şekilde yeniden yüksek basınçlı bir boğum mekanizması oluşturulmuş olur.” dedi.

Kapalı Apandisit Ameliyatı

Kapalı apandisit ameliyatında da aynı açık ameliyatta olduğu gibi apandis damarı ve kökü bağlanıp ayrılarak apandistin çıkarıldığını belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ İşlem ortalama 30-45 dakika kadar sürer. Karın içindeki gaz boşaltılıp, minik kesiler gizli dikişlerle yaklaştırılarak ameliyat tamamlanır. Ameliyatın özellikleri; yara, konfor, yatış süresi açısından açık ameliyatla benzerdir. Maliyeti açık ameliyattan yüksektir. Özellikle tanı güçlüğü çekilen veya beraberinde başka karın içi problemleri olan hastalarda, doğurganlık çağındaki kadın hastalarda ve obez hastalarda açık ameliyata göre daha avantajlıdır.” dedi.

Kapalı Safra Kesesi Ameliyatları

Kapalı Safra Kesesi Ameliyatlarında işlemin özünün safra kesesinin karın içindeki bağlantılarından ayrılarak içindeki taş ve çamurla birlikte tamamen çıkartılması olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Ameliyatta önce safra kesesinin damarı ve kanalı bulunarak titanyum zımbalarla kapatılır, kesilir ve ayrılır. Sonra safra kesesi karaciğere yapışık olduğu yerden sıyrılıp karın içinde serbest hale getirilir. Kese deliklerden birinden dışarı çıkartılır. İşlem biterken içerdeki gaz tümüyle boşaltılıp, minik kesiler gizli dikişlerle yaklaştırılarak ameliyat tamamlanır. Ameliyat süresi genellikle 15-45 dakika arasında değişkenlik gösterir. Ciddi derecede alevlenmiş (akut) iltihapla başvuran hastalarda veya uzun süredir iltihabı olan (çok sayıda karın ağrısı atağı geçirmiş) hastalarda ameliyat daha uzun sürebilir. Ayrıca hastanın genel sağlık koşulları, safra kesesi ile komşu organların yapısal ilişkileri de ameliyatın gidişatında etkilidir. Hastalığın erken dönemlerinde başvuran hastalar için yapılan ameliyatlar kısa ve konforlu, iyileşme süreci sorunsuz ve rahattır.” ifadelerinde bulundu.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com