Ben ve eşim üçüncü doz aşımızı olduk. Üç oğlum ve iki gelinimde ikişer doz aşılarını oldular.
Biz ailece aldığımız karar şu. Sağlık Bakanlığı’nın onayladığı aşı hangi ülkenin olduğuna bakmadan zamanı gelince aşılanmak, çünkü bu illet covid bulaşıcı ve hayati tehlikesi var olan bir hastalık.
Aşı onayı ülkemizde uygulanmaya başladığında birçok doktorlarımızla fikir alış verişinde bulunduk. Bu konuyla ilgilide birden fazla haber yaptık. Doktorlarımızın bir çoğu hiç tereddütsüz mutlaka aşınızı olun uyarısında bulundular. İlk aşımı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Bölümü Klinik Şefi Prof. Dr. Şükran Köse hocamız uyguladı. Kendisine hangi aşı diye sorduğumda karar senin önemli olan aşılanman demişti. İlk iki aşımızı sinovac olarak uygulattık. Üçüncü aşımız ise Biontech olarak vurulduk, sonuç olarak üç aşımızda da hiç bir yan etki veya bir ağrı sızı duymadık ve yaşamadık. Bizim aşı uygulamamızın en önemli faktörü ailemize ve çevremize bizden bulaşabilecek hastalıkları en aza indirgemek. Çünkü bu hastalığa yakalanan kişiler zor süreçten geçtiği gibi çevremde onlarca can kaybına şahit olduk.
Çok Ama Çok Zor Bir Süreçti
Şimdi diyeceksiniz ki bu yazılanları biz zaten biliyoruz, bilmediğimiz ne var. Bilmediğiniz şu ki
bu hastalığa yakalanan insanların ne şartlarda tedavi gördüğünü, nasıl bir ölüm kalım mücadelesi verdiklerini sürekli hastanelerin içinde olmamdan dolayı şahit oldum. Bu insanların nasıl hayatta kalma mücadelesi verdiklerine canlı gördüğüm için diyorum ki mutlaka ama mutlaka aşınızı olun, olmayanları da uyarın.
Bakın size covid hastalığına yakalanmış bir şahsın hastanede yaşadığı süreci kısaca kendi anlatımı ile aktarayım.
Evli ve 2 çocuk babasıyım. Yaklaşık 4 ay önce sırt ağrısı ve ateş şikayetleriyle gittiğim devlet hastanesinde yaptırdığım Kovid-19 testi pozitif çıktı. İlk etapta evimde karantinaya girdim. Durumumun ağırlaşması üzerine tekrar hastaneye kaldırıldım. Doktorlar, çekilen filmlerde virüsün ciğerlerimi tamamen sardığının tespit edildiğini ve derhal yoğun bakım servisine alınmam gerektiğini yakınlarıma söylemişler. Solunum desteği verilerek 12 gün yoğun bakımda kaldım. Göğüs hastalıkları servisinde de yaklaşık 20 gün yattım. Tedavi sürecim 45 günü buldu. Hiç bir sağlık sorunum olmamasına ve kendime iyi bakan biri olmama rağmen Kovid-19'a yakalandım. "Yoğun bakımda yattığım süre içinde çok ciddi sıkıntılar yaşadım, aynı odayı paylaştığım diğer hastaların halini görünce ruhi dengem bozuldu. Doktorlardan beni yoğun bakımdan çıkarmalarını istedim ancak doktorlar çıkarsam geri dönüşümün olmayacağını söylediler.” Sürekli ölümü düşündüğünü anlatan hastamız "Hastaneden çıkacağıma şüphem vardı. Öldüğüm zaman üzerime toprak atıldığı anı bile düşündüm." dedi.
Şahıs yaşadığı zor günleri unutamadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımız bu hastalığı kesinlikle basite almasın, herkes tedbirini alsın. Allah bu hastalığı düşmanımın başına vermesin. Çok tehlikeli ve acı veren bir süreç. Vatandaşlarımız yoğun bakımdaki hastaların durumlarını görseler, eminim daha tedbirli davranırlar. Bu hastalığı çeken bilir. Hastalığı atlatalı aylar oldu ancak hala nefes almakta zorlanıyorum diyen hastamız var. Tedbirlere uymayanlar yoğun bakımdaki hastaları görmedikleri için sonucu tahmin edemiyor olabilirler. Sevdiklerinden uzak kalacakları bir gün bile bir ömür gibi geçecek, unutmasınlar. Kendileri değilse bile sevdikleri yoğun bakıma düşebilir. Bu durumu yaşamamanız için mutlaka günü gelince aşınızı olun fakat yine de aşı olduk diye de tedbiri elden bırakmayın” diye anlattı.
Biz gördüklerimizi duyduklarımızı sizlere anlatmaya yazmaya çalıştık, Aşı kararı sizin tercihiniz olabilir, Fakat başkalarına verebileceğiniz zararın bedeli bir insan hayatı olabilir.