Ege Ambulans
Her Ritim Bozukluğu Atağı Kalp Krizi Değildir10/10/2018

Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Selma Akdeniz Oskay toplumda ritim bozukluğu hastalıklarının, kalp damar hastalıkları ve kalp krizi ile karıştırılabildiğini belirterek, “ Kalp ritim bozuklukları ve kalp damar hastalıkları birbiriyle ilişkili olabilir. Ancak her ritim bozukluğu atağı kalp krizi değildir.” dedi.

Yaşam Kalitesini Bozabilir

Hızlı ritim bozuklukları grubundan olan atriyal fibrilasyon (AF) ve supraventriküler taşikardi ( SVT) hastaları atak sırasında kalp krizi geçirdiği yanılgısını taşıyarak polikliniğe başvurduklarını belirten Dr. Selma Akdeniz Oskay, “ Bu alanda sık gördüğümüz görülen aritmi türü AF’dir. Kalbin üst odacıkları yani kulakçık dokusundaki elektiksel düzensizlikten kaynaklanır. Kişinin bireysel genetik yapısına yaşın ilerlemesi, alkol ve sigara tüketimi, yoğun kafein tüketimi, enerji içecekleri, stres, bazı ilaçlar, hipertansiyon, diyabet, hareketsiz yaşam karşıt olarak yoğun ve uzun yıllar sporla uğraşmak, obezite, kronik akciğer hastalıkları ve uyku apne sendromu AF 'ye neden olabilir veya eşlik edebilir. AF kimi zaman sessiz seyretmekle birlikte çoğunlukla yaşam kalitesini bozacak bulgular oluşturabilir ve ataklarla seyredebilir. ,

AF Ataklarında Tedavi

AF esnasında hastalarda düzensiz ve hızlı kalp atışı ve düşük tansiyon gelişebileceğini belirten Dr. Selma Akdeniz Oskay, “ AF ataklarının önemli klinik sonucu ani felç ataklarına yol açmasıdır. Yani AF kalp krizine dönüşmez ancak kalp te zaman içinde sessizce gelişmiş olan bir pıhtının kalpten koparak beyne , kol ve bacaklara gitmesine sebep olabilir. Bu nedenledir ki AF tedavisinin ana unsuru kan sulandırıcı ilaç kullanımıdır. Kan sulandırıcı ilaç seçimi hastanın risk durumuna göre hekim tarafından değişir. Yine hastanın klinik durumuna göre hastanın ritmini normale çevirmek veya AF ritmindeyken kalp hızını kontrol altına almak üzere farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktayız. Kimi hastalara sadece ilaç izlem uygunken kimi hastalara elektriksel kardiyoversiyon olarak adlandırdığımız şok tedavisi ya da kalp dokusunu criyo (dondurarak ) ve radyofrekans ( ısıtarak ) uyguladığımız son yıllarda oldukça populer olan ablasyon( yok etme) yöntemler uygulanabilir” dedi.

SVT felce dönüşmez

AF dışında yine kalbin üst ve alt odacıkları arasındaki elektriksel ileti sorunlarından kaynaklanan SVT’nin daha az sıklıkla olmakla beraber toplumda görülebildiğini belirten Dr. Selma Akdeniz Oskay, “ SVT daha anne karnında kişinin kalp dokusu oluşurken fazladan sinir liflerinin kalması nedeniyle çocukluk veya erişkin çağında başlayan aritmi türüdür. Çok azı kalıtsal niteliktedir. Hastada zaman zaman olan yaklaşık dakikada 200 atıma ulaşan çarpıntılar kısa sürmesi halinde EKG 'de yakalanamayabilir. Tanı bu nedenle panik atakla karışabilir. Bu aritmi türü çoğunlukla ölümcül değildir, felce dönüşmez ancak ani tansiyon düşüşleri ile seyredip bayılmaya yol açabilir. AF’den farkı düzenli ve hızlı olmasıdır. İlaç kesin tedavi değildir. Tedavisinde mutlaka öncelikle radyofrekans ablasyon düşünülerek kişi bir elektrofizyolog kardiyologa yönlendirilmelidir. Kardiyak ablasyon işlemi tüm dünyada ve ülkemizde elektrofizyolog kardiyologlar ve özel olarak yetişmiş bir teknik ekip tarafından yapılmaktadır. Bu işlemler konusunda da ülkemizde yeterli deneyim ve bilgi birikimi mevcuttur. İşlem koroner anjiyoya benzer şekilde kasık bölgesindeki ana damar alanı loka anestezi ile uyuşturlarak yapılır. Koroner anjiyodan farklı olarak koldan veya bilekten yapılamaz. kasık damarına yerleştirilen kılıflar içinden kalbe bazı kablolar konularak kalbin içerden elektriksel analizi ve haritalaması yapılır. Aritmiye yol açan sinir lifi veya odak saptandıktan sonra radyofrekans ablasyon işlemi uygulanır. Yani kontrollü ısı enerjisi yoluyla yok edilir. İşleme başarı olasılığı aritmi türüne göre değişmektedir.” dedi.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com