Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belgin Küçükgünay yapılan araştırmalarda erkeklerin yüzde 45’inin, kadınlarınsa yüzde 30’unun düzenli olarak horladığını belirterek horlama ve uyku apnesi hakkında bilgiler verdi.
Horlama mı? Uyku Apnesi mi?
Horlamanın tek başına bir hastalık olmadığını, uyku apnesinin önemli bir göstergesi olabileceğini ifade eden Op. Dr. Belgin Küçükgünay, “ Horlama, basit horlama ve uyku apnesi olarak iki gruba ayrılır. Basit horlama; uyku esnasında solunum yolundaki gevşemiş yumuşak damak ve uvula adı verilen küçük dilin hava akımına bağlı olarak titreşmesi ile ortaya çıkan kaba seslerdir. Ancak dikkatli olmak gereklidir ki altta yatan uyku apnesi gibi daha ciddi bir hastalığın habercisi de olabilir. Uyku apnesi ise ataklar halinde meydana gelir. Solunum yolunun tamamen ya da kısmen tıkanması ile nefes alışverişi azalır yani uykuda solunum durur, kandaki oksijen düzeyi düşer ve kişi uyku esnasında boğulur gibi hisseder. Bu hasta grubu uykusunu almadan uyanır. Gün içinde sık sık uyuklama isteği olur. Baş ağrısı, huysuzluk, unutkanlık, depresyona meyil sık görülen semptomlar arasındadır.
Kişiye Özel Tedavi
Horlama vakalarının teşhis ve tedavi süreçlerinde birçok yöntemden yararlanılabildiğini kaydeden Op. Dr. Belgin Küçükgünay, “ Horlama şikâyetiyle uzman hekime başvurulduğu zaman horlamanın düzeyi, kişinin sağlık geçmişi ve yaşam tarzına ilişkin detaylar saptanır.
Eğer çok daha ciddi bir uyku bozukluğundan şüphe ediliyorsa hekim, polisomnografi adı verilen uyku testine öncelik verebilir. Ameliyatsız horlama tedavileri; yaşam tarzında ciddi değişiklikler, ilaçlar, oral aparatlar ve burun şeritleri gibi unsurları içinde barındırır. Bunun yanında şiddet düzeyi yüksek olan horlama vakalarında cerrahi çözümlere yönelmek gerekir. Bu tip ameliyatlarda temel amaç, fazla olan dokunun küçültülerek ya da çıkartılarak hava akışını rahatlatmaktır. Septoplasti, konka küçültme, dil kökü küçültme, geniz eti ve bademcik ameliyatı gibi uyku apnesine neden olan cerrahi işlemler hastalığın durumuna göre uygulanabilir.
Yaşam tarzı horlamayı etkiler mi?
Op. Dr. Belgin Küçükgünay tıbbi tedavilerden bağımsız olarak horlama ve uyku apnesi hastalarının yaşam tarzında gerçekleştirebileceği temel değişiklikler hakkında şu tavsiyelerde bulundu: “ Kilo vermeye çalışın ve yeme-içme alışkanlıklarınıza dikkat edin. Uyku öncesinde alkol tüketiminden ya da ağır olarak tabir edilebilecek yemeklerden kaçının. Belli bir uyku rutini oluşturun. Horlamayı tetikleyen sırt üstü uyuma alışkanlığınızı değiştirin. Bol bol egzersiz ve yürüyüş yapın. Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın.”dedi.