Nano Teknoloji İle Üretilen İşitme Cihazlarının Ömrü 5 Kat Daha Artıyor

Türkiye genelinde 20 bayi ve 80 şube sayısına ulaşmayı başaran, İnterton İşitme Cihazlarının Türkiye’deki tek distribütörü olan Duymer İşitme Cihazları Merkezi, hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Duymer İşitme Cihazları Merkezi Genel Müdürü Figen Baz yaptığı açıklamada; “Merkezimiz Türkiye genelinde 150 satış noktası ile yıllık ortalama 40 bin hastanın işitme sorununu gidermektedir.”

Merkezi Çiğli’de bulunan Duymer İşitme Cihazları Merkezi’nin Genel Müdürü Figen Baz, Duymer İşitme Cihazları Merkezi’nin hedeflerini anlattı. Türkiye’de her geçen gün büyüyen bayi sayısı ve hizmet ağı ile yıllık ortalama 40 bin hastanın işitme sorununu giderdiklerini ve Türkiye’yi daha güzel günlerin beklediğini söyledi.  Sadece merkez binasında 60 kişilik personelin çalıştığı büyük bir organizasyonu yöneten Figen Baz “Duymer’i evimden, çalışanlarımı ise ailemden ayırmıyorum” diye konuştu. Baz, nano teknoloji ile üretilen İnterton cihazları ile kişilerdeki işitme kaybını sorun olmaktan çıkardıklarını ve bunun da kendilerine büyük mutluluk yaşattığını söyledi.

Hastaların Mutluluğu Bizim de Mutluluğumuz

İşitme cihazlarının ömrünün 5 yılken nano teknoloji sayesinde bu sürenin 5 kat arttığını belirten Baz, “Bu cihazları kullanan kişilerde işitme kaybı zaman içinde değişse bile, cihaz dijital olduğu için, işitme testinin sonucuna göre yeniden programlanabiliyor. Kişi bir kez satın aldığı cihazı 25 yıl kullanabiliyor. Bu cihazlar, içindeki devre korumalarına kadar nano teknoloji ile yapıldığı için sudan etkilenmiyor ve oksitlenmiyor. Bu da cihazın ömrünü arttırıyor. Örneğin banyoya ya da denize girerken cihazı çıkarmayı unuttunuz. Cihaz zarar görmüyor fakat yine de bu durum denize ya da banyoya cihazla girebilirsiniz anlamına gelmez” dedi.

İlk işitme cihazlarının sadece dışarıdan gelen ses dalgalarını algılayan aletler olduğunu belirten Figen Baz, dijital işitme cihazlarının insan sesini ön plana çıkaran ve gürültüyü bastıran özelliklerinin olduğunu kaydetti. Baz işitme testindeki seviyeye göre de kişiye özgü ayarlamaların yapıldığını söyledi.

Evinden Alıp Evine Bırakıyoruz

Servis hizmetlerinin de ön planda olduğunu kaydeden Figen Baz, “Çiğli’deki Merkezimizde Türkiye’nin en büyük işitme cihazı atölyesi ve laboratuvarı var. İki katı tamamen bu iş için ayırdık. İzmir’deki hastalarımızın işitme cihazlarında bir problem olursa evlerinden aldırıp tekrar evlerine teslim ediyoruz. Türkiye’nin uzak yerlerinden cihaz bize kargo ile gönderiliyor, ayarlamaları yapıp tekrar kargo ile gönderiyoruz. Ayrıca her bölgemizde yer alan atölyelerimizle de teknik servis hizmeti veriyoruz” dedi.

Büyük Hedefler

Şu anda işitme cihazı hizmeti olarak dünyada ne yapılıyorsa ülkemizde de aynısı yapılıyor diyen Baz şöyle konuştu: “Dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Şu anda bayilerle birlikte satış noktalarımızın sayısı 100,  yıllık cihaz satışımız da 30 bin civarında. Hedefimiz yıllık 40 bin işitme cihazı, 150 satış noktası.  İnterton’un distribütörlüğünü alalı 5 yıl oldu. İnterton dünya genelinde her yıl çeşitli ülkelerdeki distribütörleriyle toplantı yapıyor ve birincilerini ödüllendiriyor. 2015 ve 2016 yılı cihaz satışı ile dünya birinciliğini biz aldık. İnterton’un Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu (Suudi Arabistan hariç) distribütörlüğü de bizde oralarda da yaygınlaşmayı düşünüyoruz.”

Figen Baz’ın Prensipleri

Figen Baz işinde prensipli olduğunu söyledi.  Yeri geldiğinde çalışanlarının kıyafetinin ütüsüne bile müdahale ettiğini belirten Baz, “bizim kendimize gösterdiğimiz özen, karşımızdaki kişilere gösterdiğimiz özendir” diye konuştu. Hastalar karşısında iyi bir duruş sergilenmesi gerektiğini kaydeden Baz, “20 şube ve 80 bayimiz var. Bunların her birinin denetimi ve gün içinde irtibat kurulması iyi bir ekip çalışması gerektiriyor. 20 şubemizi 3’er kamera ile gün boyu odamdan izliyorum. Personelin kravatındaki bozukluk veya kıyafetin ütüsüzlüğüne kadar müdahale etme şansım var. Belli bir duruş sergilememiz gerektiğini savunuyorum. Bizim kendimize gösterdiğimiz özen size gösterdiğimiz özen ve saygıdır. Bu nedenle çalışan arkadaşlarım parmak arası terliklerle ya da kılık kıyafet düzgün olmadan hasta karşısına çıkamazlar. Ben işi, iş olarak değerlendirmiyorum. Çalışan arkadaşlarımın hepsi benim birer evladım gibi. Onların sorunları da beni ilgilendiriyor. Biz bir aileyiz. Personelimi mutlu etmek benim için çok önemli. Çok fazla genç çalışanımız var. Anne olduğum ve belli bir yaşın da üstüne çıktığım için genç yaştaki sorunlar nedir çok iyi biliyorum. Çalışanlarımı evladım olarak gördüğüm için organizasyonu ona göre yönetiyorum” dedi.

İki oğlunun da bu organizasyonun içinde olduğunu belirten Baz “büyük oğlum Sami, Maltepe Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü bitirdi ve ardından Nottingham Üniversitesi’nde İşletme masterı yaptı ve burada Halkla İlişkiler ve Reklam Tanıtım birimini yönetiyor. Küçük oğlum Salih ise İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi alanında iddalı bir hukukçu. Ekol Hastaneleri’nin ve Duymer işitme cihazları merkezinin danışmanlığını yürütüyor” dedi.