Ege Ambulans
Kadın Hastalıkları Ameliyatlarında İleri Düzey Laparoskopi07/09/2017

Egemed Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolojik Laparoskopik Cerrah  Op. Dr. Üzeyir Kalkan, Kadın Hastalıkları Ameliyatlarında İleri Düzey Laparoskopi hakkında bilgiler verdi.

Laparoskopi’nin tüm kadın hastalıklarında öncelikle tercih edilmesi gerektiğini belirten  Kalkan; “Günümüzde, ‘kapalı’ ve ‘kansız’ ameliyat olarak bilinen ‘Laparoskopik Cerrahi’; yumurtalık kistleri, çikolata kisti, yumurtalık kanallarıyla ilgili sorunlar, tüplerin bağlanması veya açılması, idrar kaçırma, miyomların alınması, rahimin alınması, rahim sarkması ve erken evre rahim, rahim ağzı kanseri gibi kadın hastalıklarının hemen tümünde kullanılabilen ve öncelikle tercih edilmesi gereken bir ameliyat yöntemi haline gelmiştir” dedi.

Laparoskopik cerrahi tekniğinin geleneksel cerrahiyle kıyaslandığında hastaya birçok önemli avantaj sağladığını dile getiren Kalkan, şu şekilde konuştu:“Eskiden ameliyatlar için hastanın karın veya vücudunun belli bölgelerinde, hastalığının çeşidine göre, uzunluğu 15-25 santime kadar ulaşabilen büyük kesiler açmak gerekebiliyordu. Bu büyük kesiler nedeniyle de hasta normal yaşamına ancak 20-30 gün gibi uzun bir süreçten sonra dönebiliyor ve günlerce şiddetli ağrılarla baş etmek zorunda kalabiliyordu. Kesilerin büyüklüğü yüzünden, ameliyat sonrası yara yeri iltihaplanması ya da kanama gibi komplikasyonların oluşma riski de yüksek seyrediyordu. İyileşme sonrası ortaya çıkan ameliyat izi, estetik açıdan oldukça üzücü olabiliyordu. Laparoskopik cerrahi tekniği bu açılardan geleneksel cerrahiyle kıyaslandığında hastaya birçok önemli avantaj sağlıyor.

Yara izi yok denecek kadar az, iyileşme estetik açıdan yüz güldürücü: Açık cerrahide 15-25 santimetrelik kesi olurken, kapalı cerrahide ise bu rakam yarım santime düşüyor. Böylece daha estetik bir görünüm sağlanıyor.

Yara yeri iltihaplanma riski az: Karnın açılmaması ve kesi yerinin çok küçük olması sayesinde ameliyat sonrası enfeksiyon riski önemli ölçüde azalıyor.

Kesi yerinde, iyileşme sonrası oluşabilecek fıtık riski az: Minik kesiler fıtık riskini azaltıyor.

Kanama riski az: Optik kamera ile 0 ila 20 kat büyütme eşliğinde ameliyat yapılması daha detaylı görmeyi ve daha detaylı ameliyat yapmayı sağlıyor. Bu da hastadaki kanama miktarını büyük ölçüde azaltıyor.

Hastanede daha kısa yatış süresi: Kapalı ameliyat tekniğinde aynı günde veya ertesi gün taburcu olunabiliyor. Bunun nedeni de operasyon sonrasında ağrı, enfeksiyon ve kanama riskinin çok az olması.

Günlük yaşama daha kısa sürede dönüş: Kapalı ameliyatların en önemli avantajlarından biri de, hastaların günlük yaşama daha kısa sürede dönüş yapabilmeleri. Hastalar kapalı ameliyat sonrasında 1 hafta içinde işlerine ve günlük aktivitelerine dönebiliyor.

Bazı ameliyatlarda laparoskopi ‘altın standart’tır: Kullanılan aletler ve kameranın büyütme ve hastalıklı alana maksimum yaklaşabilme avantajıyla, elle ulaşmada ve çıplak gözle görmede zorluk yaşanan derin yerleşimli hastalıklarda alternatifsiz yöntemdir.

Açık ameliyat sonrasına çok daha fazla oluşabilen yapışıklık ve buna bağlı kısırlık, geçmeyen ağrı gibi riskleri az: Açık cerrahinin aksine kapalı cerrahide bu risk çok daha azdır. Ayrıca açık cerrahiye göre yumurtalıklar korunarak kistlerin çıkartılabilmesi, yumurtalık kanallarındaki tıkanıklıklar ve yapışıklıkların giderilebilmesi ve rahimin korunarak sadece miyomların alınabilmesi laparoskopik cerrahinin en önemli avantajlarındandır. Böylelikle doğurganlık korunarak hastanın çocuk sahibi olma şansı arttırılabiliyor. Bu ameliyatların ciddi teknolojik yatırım gerektirmesidir. Bu yatırımı ekonomik olarak yapabilecek ve ileriyi görebilen kurum sayısı oldukça azdır. Avrupa standartlarında, güncel ve her açıdan hasta için daha avantajlı bu cerrahi tekniğin artık bu bölgede, ileri düzeyde ve sağlık güvencesi kapsamında uygulanabilir olması tüm hastalarımız için çok sevindiricidir.”

 

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com