Ekol Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Attila El, “30 yaşından sonra 3 yılda 1, 35 yaşından sonra yılda 1 kez doktor kontrolü ve ultrason takibi gerekir. 40 yaş ve sonrasında yılda 1 kez ultrasonun yanında mamografi de devreye girer. Yakın akrabalarda meme kanseri tedavisi gören varsa 6 ay ara ile kontroller yapılmalıdır.”
Ekol Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Attila El meme hastalıklarının kadınların hekime sık başvurularına neden olan sebeplerin başında geldiğini belirterek, “Bunun nedeninin dünyada ve ülkemizde meme kanserine yakalanma oranının tüm kadınlar içinde 8-10 kadından birine yükselmiş olmasıdır” dedi.
Kendinizi Muayene edin
Ekol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Attila El kadınların her ay bir kez, adet bitiminden sonra memelerini muayene etmesi, ileride büyüyecek sorunların fark edilmesini sağlayacak ilk adım olduğunu belirterek, “Parmaklar yardımı ile birkaç dakika önce oturarak sonra yatarak her 2 meme ve koltuk altının muayenesi yüzde 70 oranında kitlenin veya sorunun hissedilmesini sağlar. Belli bir bölgedeki ağrı ve acıma hissi, belirtiler içinde sık görülendir. Bir kitlenin hissedilmesi, meme başından akıntı gelmesi, enfeksiyona ait bulgular olan ağrı, bölgesel ısı artışı ve şişlik, meme simetriğinin bozulması, meme başının içeriye çekilmesi, meme derisinin düzensizleşmesi diğer bulgulardır” dedi.
Yılda 1 doktor muayenesi
30 yaşından sonra 3 yılda 1, 35 yaşından sonra yılda 1 kez doktor kontrolü ve ultrason takibi yapılması konusunda tavsiyelerde bulunan Opr. Dr. Attila El, “40 yaş ve sonrasında yılda 1 kez ultrasonun yanında mamografi de devreye girer. Yakın akrabalarda meme kanseri tedavisi gören varsa 6 ay ara ile kontroller yapılmalıdır. Memede tespit edilen kitlelerin yüzde 90’ı iyi huyludur. Sıklıkla görülen basit kistler, içi sıvı dolu baloncuklar da özellikle adet öncesi dönemde şişer ve ağrıya neden olurlar, 30-45 yaş arası sıkça görülür. Kanserleşme şansı hemen hiç yoktur, takip yeterlidir. Eğer çok büyür ve hastayı rahatsız ederse önce ilaç tedavisi uygulanır, yanıt alınmaz ise cerrahi olarak alınabilir. Eğer memede düzensiz, ağrısız, hareketsiz bir kitle ve yapılan görüntülemede de şüpheli bir alan varsa, mutlaka patolojik tetkik ile teşhise gidilmelidir. İğne biyopsisi veya cerrahi olarak biyopsi ile tanıya gidilmelidir. Kanser teşhisi karşısında ameliyat bir zorunluluktur, vakit kaybedilmemelidir” şeklinde konuştu.
Teşhis ve Tedavi
Kanserin önce meme dokusunun içinde başladığını, ele gelinceye kadar bazen 4-5 yıl geçebildiğini belirten Opr. Dr. Attila El, “Daha sonra koltuk altı lenf bezlerine geçiş yani metastaz yapar. Bir sonra uzak organlara, kemik, akciğer ve karaciğere ulaşır. Hastalığın 4 evresi vardır,1 ve 2. evreler kötünün iyisidir ve kitle hem küçük hem de meme dokusundadır veya koltuk altına yeni ulaşmıştır. Tedavi sonuçları çok daha başarılı ve yaşamı etkileme şansı zayıftır. 3 ve 4. evreler ise zorluklar içerir, tedavileri daha uzun ve tekrarlama olasılığı yüksektir. Bu nedenle erken teşhis çok çok önemlidir. Erken dönem tümörlerde operasyon yönünden alternatifler geliştirilmiştir. Fakat hastanın seçimi sırasında kitlenin büyüklüğü, meme başına yakınlığı, hastanın yaşı, hücre tipi göz önüne alınmaktadır. Koltuk altı lenf bezlerinin temizliği ameliyatın başarısını belirler. Meme koruyucu cerrahinin yapılamayacağı hastaya memenin total olarak çıkartılacağı ve koltuk altı lenf bezlerinin temizleneceği ameliyat uygulanmaktadır. Hastanın yaşı estetiğin de önemli olduğu bir döneme giriyorsa, operasyon sırasında plastik cerrahinin de katkısı istenebilir, silikon desteği sağlanabilir. Meme kanseri genellikle tek memeden kaynaklanabileceği gibi daha nadiren de iki memede de oluşabilir, diğer memenin takibi ve gerekirse ameliyatı her zaman olası dahilindedir. Bu hastalığın karşısında uygulanacak ameliyat tekniğinin seçiminde estetikten ziyade hastalığın önüne geçip, tekrarlama olasılığını minimalize edebilmek öncelikli hedef olmalıdır. Hastalar cerrahi olarak iyileştikten sonra tamamlayıcı tedaviler olan kemoterapi (ilaç tedavisi), radyoterapi (ışın tedavisi), hormon tedavisi seçenekleri konusunda Onkoloji bölümü katkı sağlayacaktır. Tüm tedaviler sonuçlandığında önce 3 ay ara ile, sonra 6 ay, sonra da yıllık takipler ile hasta ile iletişim halinde olunacaktır” dedi.