Dr. Serdar Biçeroğlu kalp hastalarının merak ettikleri soruları yanıtlayarak, kalp hastalarının daha kaliteli bir yaşam sürdürebilmesi için bir takım tavsiyelerde bulundu.
Hasta Olmayan Kişileri de Tedavi Ediyoruz
Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu “ Toplumun merak ettiği konulardan birinin kalp hastası olup olmadığı, kalp hastası ise ne zaman kriz geçireceği ya da kriz geçirme ihtimalinin yüksek olup olmadığıdır. Hergün poliklinğimize başvuran hastaların yaklaşık 3’te biri yakınmalarla geliyorlar.” dedi. “ Toplumda bu konuda bilinçsiz bir korku ortamı yaratılıyor” diyen Dr. Biçeroğlu, “ Hastalar bu korkuyla hastanelere başvuruyor. Hatta daha önce kalp krizi geçirmiş hastalarda bir daha kalp krizi geçirme kaygısının yüksek olduğunu düşünüyor. Biz hekimler olarakta hastaların bu korkusunu gidermekle uğraşıyoruz. Artık polikliniklerde birçok kardiyoloji uzmanı hasta tedavi etmenin yanı sıra, hasta olmayan kişileri de tedavi etme durumuna geldiler.”
Kalp Krizini Tespit Edersek Meslek Farklı Bir Noktaya Gelir
Kalp krizinin ne zaman geçirileceğini önceden tespit edilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Dr. Serdar Biçeroğlu şunları söyledi: “ Rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nında dediği gibi nasıl önceden deprem olunacağı tespit edilemiyorsa, bir insanın ne zaman kalp krizi geçireceğini de tespit etmek şu an için mümkün değildir. Bunu biliyor olabilsek meslek çok farklı bir noktaya gelir, fakat sağlığın her alanında olduğu gibi kalp hastalıklarında da hızlı gelişmeler oluyor. Deprem öldürmez, kalp krizi öldürmez anlayışı yanlış, ancak tedbirsizlik öldürür. Bunun için insanlar yaşamları boyunca bazı tedbirler almalıdırlar. Sigara ve alkolden uzak durmalı, beslenmelerine dikkat etmeli, düzenli egzersiz ve spor yapmalılar. Biz hekimlerinde bu noktada yaptığı şey hastaların kalp krizi geçirme riskini ortaya koymaktır. Bunun için dünya’da belirli skorlama sistemleri vardır. Bu sistemlere göre hastayı değerlendirir, riskleri göz önüne alırız. Yüksek riskli bir hasta ise bu riskleri modifiye etmek amacıyla bir takım tedavi seçenekleri sunarız. Ancak risk faktörü çok az olan hastaya da kalp krizi geçirme riski azalsın diye belli bir tedavi uygulayamayız. Polikliniklere kalp kontrolü için başvurmak normal ve gereklidir, ancak bunu bir psikolojik sorun hale getirip ben acaba ne zaman kalp krizi geçireceğim diye hayatı yaşanmaz hale getirmek doğru değildir. Sırf bu yüzden hastane yanına taşınan insanlar vardır.”
Kalp krizi geçirdiniz diye yaşam kalitenizi düşürmeyin
Daha önceden kalp krizi geçirmiş, stent takılmış, by-pass olmuş hastaların bilinçsiz şekilde aktivite kısıtlamasına gittiklerini belirten Dr. Biçeroğlu, “ Bu hastalar adım atmaya korkar hale getiriliyorlar. Kalp krizi geçirdi diye çevresi baskı oluşturuyor. Hasta bir bardak su içmeye mutfağa sokulmayan hasta oluyor. Biz hekimlerin görevi ise hastanın bir an önce normalleşmesini sağlamak. Hasta kalp krizi geçirdi diye dünyanın sonu gelmiyor. Türkiye’de kardiyak rehabilitasyon konusunda çok ciddi bir eksiklik var. Biz hastaları tedavi ediyoruz. Ancak onların normalleşmesini gözleme ve izleme şansımız olmuyor. Kalp hastalıklarının görülme yaşı düşmesiyle birlikte fiziksel olarak aktif hayattaki insanlarda da görülmeye başlandı. İnsanın hayatı bir stent uygulaması gibi uygulamalarla sekteye uğrayınca çok aktif olan bu insanların eski yaşamlarına dönmesi biraz zor oluyor. Bazen bilinçsiz sporlarla ve aktivitelerle hasta kendini deneme yarışına giriyor. Kalp damar tedavisinden sonra acaba kalbim eskisi gibi olacak mı diye kendini deneyen çok hastamız var. Biz hekimlerin bu konuda hastalarımızı yönlendirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili projelerimiz var. Bu projelerin başında ise bir ekip kurup 35-40 yaşından sonra kalp tedavisi görüp spor yapmak isteyen hastalara günlük aktivitelerini nasıl sürdüreceklerini, nasıl spor yapacaklarını konusunda yardımcı olabileceğimiz ekip kuracağız ve bunu hastalarımıza anlatacağız.”
Komşunun Tavsiyesiyle İlaçları Kesmeyin
Kalp Damar hastanın ilaç kullanmaya başladığında bu hastalık bitecek mi acaba diye düşüncesi oluştuğunu belirten Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu hastaların kullandıkları ilaçlarını başkasının tavsiyesiyle kesmemesi konusunda uyarılarda bulunarak şunları söyledi: “ Hayatımızın bir noktasında aniden karşımıza çıkan bu hastalık asla biten bir hastalık değil. Bir kere grip olunca iyileşiyor ve bir dönem grip olmuyorsunuz. Fakat nasıl bir şeker hastası şeker hastası olarak hayatına devam ediyorsa, nasıl tansiyon hastası tansiyon hastası olarak devam ediyorsa hayatına bir hastanın damarında bir işlem yapıldığında da artık damar hastası olarak hayatını idame ettiriyor. Önemli olan şey hastanın hayatını daha kaliteli seviyeye getirebilmek. İlaçlar günlük hayatta çok fazla yer kaplıyor. İlaçların saatine göre yaşayan hastalarımız var. Yaşamını ilaç saatlerine göre belirliyor, misafirliğini ilaç saatine göre gidiyor ve bir zaman sonra hastalar ilaçların doğrultusunda yaşayabiliyor ve bu konuda çok ciddi saplantılar geliştirebiliyor. Biz elimizdeki ilaçların devamı konusunda bilgilendirirken, ilaçları ne zaman bırakacağım saplantısı oluyor. Yanlış zamanda ilaç kesmenin getirdiği ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Normale dönmüş yaşam tekrar kesintilere uğruyor. Acil servislerdeki kalabalıkların bir kısmı bu yüzden oluyor. Normal giden bir tedaviyi aniden, bilinçsizce, komşunun, kasabın, manavın bir takım söylemleri ve önerileri doğrultusun da hastalar kendini acil servise zor atar hale geliyorlar. Hastalar lütfen hekimlerine güvensinler ve dışarıdan söylenen sözlere inanıp ilaçlarını bırakmasınlar.”
Kalp hastalıkları Konusunda Umut Işığı Var
Günümüzde kalp yetersizliği, kalp ve damar hastalıkları ile ilgili ciddi yöntemler gelişiyor. İzmir de bu konuda ciddi adımlar atıldı. Kalp yetmezliği hastaları için ciddi umut ışıkları doğdu. Biz hekimlerin önce kendimizi bu konuda bilgilendirerek karşımızdaki hastaya hep bir ışığın var olduğunu hissettirmemiz gerekiyor. Bu ışığı hissettirebilirsek hasta hastalığıyla daha barışık yaşıyor ve doktoruyla daha barışık oluyor ve tedavi edip yönlendirmek daha kolay oluyor. kalp hastalarının bir kısmı artık kalp hastasıyım deyip depresyona giriyor. Hayatını kısıtlıyor. Halbuki şartların çok daha zor olduğu durumlarda bile gerek kalp pilleri, gerek pompa cihazları gibi yöntemlerle uygun adımlar atılıyor.