Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu hekimlerin görevinin sadece hastalığı tedavi etmek olmadığını, aynı zamanda hastaların hastalıklarıyla birlikte yaşamaya alıştırma görevlerinin de olduğunu söyledi. Dr. Biçeroğlu kalp krizi sonrası yaşam ile ilgili olarak hastalara bazı tavsiyelerde bulundu.
Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu kalp damar hastalığı denince akla kötü hikayelerin geldiğini belirterek, “ kalp damar hastalıklarından bahsedilince herkesin aklını hayatın sonlanması gibi bir olumsuz düşünce sarmaktadır. Aslında sorun çok basittir. Kalp hastalığının insanı ürküten yanı ne zaman geleceğinin belli olmamasıdır. Kafaları meşgul eden ve kaygıyı arttıran bu belirsizliktir. Gerilim filmlerindeki sahneler gibi nerde ne zaman geleceği belli olmayan bu hastalık ayrıca çok da değişken sonuçlarla karşımıza çıkabilmektedir.
Korkuların sebebi belirsizliktir
Yaşanan korkuların sebebinin hastalığın yaşattığı belirsizlik olduğunu belirten Dr. Biçeroğlu, “ Biz doktorların görevi ise hastaların kafalarından bu endişeyi almaktır. Kitaplarda kalp krizi ağrısının tarifi yapılırken “ölüm korkusunun eşlik ettiği göğüs ağrısı” şeklinde bir tanımlama boşuna yapılmamıştır. Gerçekten başka ağrılarda bu korku eşlik etmezken kalp krizinde bu korku eşlik eder. Bir kere bu korkuyu yaşamış bir insanın bundan kurtulması ise kolay değildir.”
Rehabilitasyon Merkezleri Kurulmalı
Avrupa ülkelerinde kalp krizi sonrası hastaların takip edildiği rehabilitasyon merkezlerinin olduğunu belirten Dr. Biçeroğlu “ Ülkemizde bu bir eksikliktir. Bu hastalıkla yaşam çoğunlukla bu merkezlerde hastalara öğretilmektedir. Ülkemizde ise, kalp krizi sonrası 72 saat gibi bir süre hastanede izlenen hastalara, hekim tarafından bilgi verilmektedir bu yeterli değildir. Poliklinik başvurularında ise sıkça sorulan soru “peki bundan sonra nelere dikkat etmeliyiz?” şeklindedir. Ancak unutulmamalıdır ki kriz sonrası hayatın bir normalleşme süresi vardır. Bu süre kalp krizinin büyüklüğü ile ilişkilidir. Başka sorunların eklendiği kalp krizlerinde normalleşme çok uzayabilmektedir. Daha ufak boyutlu krizlerde ise bu süre oldukça kısa olmaktadır.
Her hasta Farklıdır
Koroner arter hastalığın yaygınlığı, geçirilen kriz sonrası hasarın boyutu gibi faktörler her hasta için ayrı ayrı incelenmesi gerektiğini belirten Dr. Serdar Biçeroğlu, “ Çünkü her hasta birbirinden farklıdır. Aynı gün kriz geçirdiğiniz komşu hala yatarken siz çoktan alışveriş yapmaya başlamış olabilirsiniz. Bu komşunun doktoru kötü sizin doktorunuzun iyi olmasından kaynaklanmamaktadır. Bu sebeple hastalığınızın şiddetini öğrenmeniz daha doğrudur. Sonuç olarak söylenecek şey ve çıkarılacak mesaj şudur; kalp krizi sonrası hayatta kalabilen hastalar için normalleşme mümkündür. Bu bir takım kontroller sonrası zaman içinde kazanılır. Tedavide çok önemlidir. Ancak rehabilitasyon da en az tedavi kadar önemlidir. Hayatta olduğunuz sürece normalleşme sizde başlar, en büyük yardımcınız ise hekiminizdir.