Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 23’ünün hareketsiz yaşam sürdüğüne ve bu durumun tüm ölüm nedenleri arasında 4’üncü sırada yer aldığına işaret ediyor. Bunun nedeni ise hareketsizliğin obezite, koroner kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kemik erimesi, meme ile kalın bağırsak kanseri gibi hayatı tehdit eden sağlık problemlerine yol açabiliyor. Özelikle kış ayları oturak bir hayat sürmemizden dolayı bu tür benzeri hastalıklarında arttığını, günümüzde hazır gıdalarında bu tür hastalıkları tetiklediğini biliyoruz. Kışın aldığımız kiloları ve vücudumuzdaki fazlalıkları atmanın tam zamanı “ Bir adım atın, Hayatta kalın” Sağlıklı kalmanın en doğru yolu yürümek, bol sıvı almak ve de hareketli bir yaşam tarzını sürdürmektir. Düzenli egzersizin yapılan yürüyüşün hareketsizlik sonucu gelişen çok sayıda hastalık riskini azaltması veya var olan bu hastalıkların belirtilerini hafifletmesi. Yapılan araştırmalar, düzenli yürüyüş yapan kişilerin hastalığa daha az yakalandıklarını ve bu tür egzersizleri yapan kişilerin başta tansiyon, şeker ve kalp ilaçlarını bile azalttığı anlaşılmıştır. Yapılan araştırmalar da düzenli yürüyüşün, egzersizin miktarıyla doğru orantılı olarak artan şekilde tıkayıcı koroner kalp hastalığı, kalp krizi ve bunlarla ilişkili ölüm riskini yüzde 20’den 35’e varan oranda azalttığını ortaya koyuyor. Yürüyüş ile kanda kalp damarlarında birikerek daralma ve tıkanmalara neden olan kötü huylu kolesterol LDL seviyesi düşebiliyor. Damar içerisindeki yağ parçacıklarını toplayıp karaciğere taşıyan iyi huylu kolesterol HDL seviyesi de yükseliyor. Bir diğer ise kan yağı olan trigliserid seviyesi yüksek olan kişilerde düzelme oluyor. Bu nedenden dolayı yürüyüş bol sıvı. Bunları yaparken de mutlaka hekiminize düzenli kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin. Kişilerin hareketsiz yaşamı ve kötü beslenme alışkanlığı insülin direnci ile kilo artışına yol açabiliyor, bunun sonucunda da genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabet tablosu ortaya çıkabiliyor. Çağımızın yaygın hastalıklarından biri olan ve görülme sıklığı her geçen gün artan diyabet gelişimi de kalp ile beyin damar hastalıkları riskini ciddi artışları beraberinde getiriyor. Düzenli olarak yürüyüş yapmak insülin direncini azaltarak ve fazla kilolardan kurtulmamızı sağlayarak diyabetin ortaya çıkma riskini de azaltıyor. Baharın bu güzelliğini sabah erken kalkıp yürüyebildiğiniz kadar yürüyün.
Koroner Arter Hastalığında Girişimsel Tedavi
Koroner arter hastalığının, günümüzde dünyadaki yaygın sağlık problemleri arasında olduğunu anlatan Özel İzmir Gazi Hastanesi Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Taştan, “ Tüm gelişmelere rağmen halen ölüm nedenlerinde sıranın başını çekmektedir. Koroner arter hastalığının etkili tedavisi hastalıktan korunmadır. Hastalığa karşı koruma bilincinin geliştirilerek erken yaşlarda yaşam tarzı düzenlenmesi yapılmalıdır” dedi.
Tedavi Yöntemleri
Koroner arter hastalığının klinik düzeyde tespitinden sonra çeşitli tedaviler uygulanabilir diyen Doç. Dr. Ahmet Taştan, şu bilgileri verdi. Temel tedavi diyet ve egzersiz ile desteklenen ilaç tedavisidir. Hastalığın daha ilerlemiş formlarında girişimsel tedavi yöntemleri kullanılmalıdır. Günümüzde teknolojideki gelişme hızına paralel olarak her geçen gün cerrahi tedavi zorunlulukları azalmaktadır. Girişimsel kardiyoloji alanındaki balon kateter ve stentlerdeki ilerlemeler zorluk derecesi yüksek hastaların da tedavisini mümkün kılmaktadır. Ciddi damar hastalıkları balon anjiyoplasti ve koroner stent uygulaması ile tedavi edilebilmektedir. Koroner stentlerin darlık oluşturan damar bölgelerine kateterler vasıtasıyla yerleştirilmesiyle darlıklar tamamen giderilebilmektedir.
Diyet ve Egzersiz Önemli
Koroner stentlerin yerleştirildikleri damar bölgelerinde farklı oranlarda hastalığın tekrar oluşabildiğini belirten Doç. Dr. Taştan, “ Damar çapının küçük olması, hastalıklı damar bölgesinin uzun olması, diyabet, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, diyet ve egzersize uymamak hastalığın tekrarlanmasının sık rastlanan nedenleridir. Bu yüzden koroner arter hastalığının tedavisinde diyet, egzersiz ve ilaç tedavisine uyum kritik önem taşımaktadır.”