Koroner Arter Hastalarında Beslenme30/04/2019
Kalp damar hastalıkları tüm dünyada ve ülkemizde ölümlerin sık sebebi olduğunu belirten Dr. Uğur Hepçivici, “ İkinci sırada kanser hastalıkları gelmektedir. Yaşam kalitesini düşüren ve ölüm nedenlerinin başında gelen kalp damar hastalıklarında risk faktörleri erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş sonrası, hipertansiyon, diyabet, sigara, kolesterol yüksekliği, obesite, ailede erken yaşta koroner arter hastalığı öyküsü (erkeklerde birinci derece akrabalarında 55 yaşından önce , kadınlarda ise 65 yaşından önce koroner arter hastalığı öyküsü bulunması), fiziksel aktivitenin az olması (sedanter yaşam), erken menapoz, stres ( stresle baş edememe ), fazla alkol tüketimi, sigara ile birlikte doğum kontrol hapı kullanımı olarak sıralanabilir. Kanda kolesterol seviyesinin yüksek olması kalp damar hastalığı riskini arttırmaktadır” dedi.
İyi Kolesterol / Kötü Kolesterol
HDL’nin iyi kolesterol olarak bilindiğini belirten Dr. Hepçivici, “ Dokulardaki kolesterolü uzaklaştırdığı için damar hastalıklarından koruyucu etki sağlamaktadır. Kanda HDL seviyesinin düşük olması koroner arter hastalığı riskini arttırmaktadır. LDL kötü kolesterol olarak bilinmektedir. Kolesterolü dokulara taşıyarak orada birikmesini sağlar. Bu nedenle kolesterolün damar duvarında birikmesine ve damar tıkanmasına neden olmaktadır. Kanda LDL seviyesinin yüksek olması koroner arter hastalığı riskini arttırmaktadır” dedi.
Beslenme Önerisi
Kalp damar hastalarına yönelik beslenme önerilerinde bulunan Dr. Hepçivici, şunları söyledi: " Kalp damar hastaları oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
- Beslenmenizde yer alan yağ türleri ve yağ asitleri bileşimi kan lipit profilini (kolesterol, HDL, LDL, trigliserit düzeylerini) etkiler. Doymuş yağı yüksek oranda içeren diyetlerle kan kolesterol düzeyi artarken, tekli doymamış yağların kullanımı olumlu etki göstermektedir.
- HDL kolesterol düzeyinin yükseltilmesinde iyi yol, fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Obes bireylerde kilo verilmesi HDL kolesterol düzeyini olumlu yönde etkilemektedir .
- Kanola, fındık yağı ve zeytinyağları tekli doymamaış yağ asitlerinde zengindir. Tekli doymamış yağ asitlerinin LDL kolesterol ve trigliseridler üzerindeki etkileri nötral olmasına karşın, HDL kolesterolünü artırıcı etkisi vardır.
- Mısır, soya ve ayçiçek yağlarının çoklu doymamış yağ asidi içerikleri yüksektir.
- Omega-3 ve Omega-6 yağlarının vücuda belli oranlarda alınması gerekiyor. Beslenirken Omega-3 yağlarını daha fazla kazanmak, hiç olmazsa omega-3 ve 6’yı eşit miktarlarda vücuda dahil etmek gerekmektedir.
- Ayçiçeği, mısır özü, pamuk tohumu yağlarını daha az kullanmaya çalışın. Bunu başarmanın yolu ise bitkisel yağ tüketiminde zeytinyağına öncelik vermekten geçiyor.
- Doymuş yağ asitleri: Hayvansal kaynaklı besinlerden kırmızı et, tavuk (derili), tereyağı, tam süt ile bitkisel besinlerden palmiye ve palmiye tohumu yağı ile hindistan cevizi yağı doymuş yağlardan zengindir.
- Trans yağ asitleri: Trans yağ asitleri bitkisel sıvı yağların hidrojenize edilerek katılaştırılması sırasında açığa çıkmaktadır. Trans çoklu doymamış yağ asitleri, LDL kolesterolünü artırdığı ve HDL kolesterolünü azalttığı için kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir faktördür. Bu nedenle ticari mutfaklardaki kızartmalarda, hazır yemeklerde, börek, çörek (yağlı çörekler, yağlı kraker) yapımında kullanılan bu yağların tüketimi en aza indirilmelidir.
- Yumurta kaliteli protein ve amino asit içeriği, omega-3 yağ asitleri ve folat gibi kalp ve damar sağlığını destekleyen besin öğelerini de içeriyor. Yumurta, damar sağlığında önemli rol oynayan nitrik oksit bileşiğinin öncü maddesi olan arjinin amino asidinin de iyi bir kaynağı. Bu nedenle aşırıya kaçmadan yani günde bir tam yumurta tüketilmesi önerilebilir.
- Fast food ürünlerde, kızartmalarda, içeriği bilinmeyen hazır yemeklerden uzak durulması gerekir.
- Yemekler tereyağı veya margarin yerine Ayçiçek yağı, mısırözü yağı, fındık yağı hatta mümkünse zeytinyağı ile hazırlanmalıdır. Yemeklere içyağ veya kuyrukyağı ilave edilmemelidir.
- Mevsim sebze ve meyveleri tercih edilmelidir. Ancak meyve tüketiminde ölçüyü kaçırmamak önemli. Fazla tüketilen meyve lif alımının yanı sıra fruktoz (meyve şekeri) alımının da artmasına neden oluyor.
- Etli veya tavuklu sebze ya da bakliyat yemekleri hazırlanırken yağ eklenmemeli, etin kendi yağı ile pişirilmelidir.Bonfile, köfte, tavuk eti, hindi eti, balık gibi et ürünleri kızartma yerine ızgara, haşlama veya buğulama yöntemleri ile hazırlanmalıdır.
- Süt, peynir, ayran, kefir veya yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinin yarım yağlı veya yağsız olanları tercih edilmelidir.Tam yağlı beyaz peynir, süzme peynir, karper peynir veya kaşar peyniri yerine yarım yağlı beyaz peynir veya lor peyniri tercih edilebilir.
- Hazır yoğurt veya ayran yerine evde mayalanmış yoğurt ve evde hazırlanmış ayranın tercih edilmesi daha sağlıklı ve probiyotikten zengin olur.
- Beyaz ekmek, pide, lavaş gibi besinlerin yerine tam buğday, çavdar ve kepek ekmeği gibi esmer ekmek çeşitleri tüketilmelidir.
- Günde 2-3 adet ceviz içi tüketilmesinin kolesterolün düşürülmesinde etkili olduğu bulunmuştur.
- Yediğiniz yağlar kadar şeker de çok önemli. Basit şeker olarak tabir edilen sofra şekerini içeren besinleri fazlaca tüketmek ve meyve tüketimi ile alınan früktoz miktarının artması LDL kolesterolün (kötü kolesterol) yüksekliğine neden olur.