Meme kanserinin her yıl 2.3 milyon yeni vaka ile dünya genelinde akciğer kanseri ile beraber en yaygın görünen kanser tipi olduğunu belirten Özel İzmir Gazi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emran Kuzey Avcı meme kanseri hakkında bilgi vererek meme kanseriyle kimsenin yalnız mücadele etmemesi gerektiğini vurguladı.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Meme kanserine bağlı ölümlerin %70'inin sağlık kaynaklarının yetersiz olduğu bölgelerde meydana geldiğini ifade eden Op. Dr. Emran Kuzey Avcı, “Genel sağlık sistemi bozuklukları, hastaların bilinçsizliği-farkındalık eksikliği ve erken tanı hizmetlerinin olmayışı hastalığın geç teşhis edilmesine ve buna bağlı kötü sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Meme kanserinin erken teşhisini sağlamak amacıyla tüm illerde aktif olarak hizmet veren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) mevcuttur. Buralar hem ilgili kamu sağlık merkezleriyle hem de özel teşebbüsler ile birlikte verimli bir şekilde çalışmakta ve meme kanserinin erken tanısını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra KETEM, meme kanserinden korunma ve önleme programları oluşturup toplumda farkındalık oluşturma ve toplumun bilinçlendirilmesinde de önemli rol oynamaktadır” dedi.
Meme Kanserinde Risk Faktörleri
Meme kanserinde değiştirilebilir risk faktörlerinin neler olduğundan bahseden Op. Dr. Emran Kuzey Avcı, “Hareketsiz yaşam sürmek, obez olmak, alkol kullanmak, sigara içmek, doğum yapmamış, emzirmemiş veya geç doğum yapmış olmak şeklinde söylenebilir. Bunun yanı sıra değiştirilemeyecek risk faktörleri ise, kadın olmak, genetik yatkınlık(BRCA1-2 gen mutasyonu), ileri yaş, ailede meme kanseri öyküsü olması, erken adet görmek ve geç menopoza girmek şeklinde özetlenebilmektedir. Bireylerin kendi vücudunu ve memesini tanıması dışında yirmili yaşlardan başlanarak her ay düzenli olarak kendi memelerini muayene etmeleri ve akabinde oluşabilecek ufak değişikliklerin fark edilmesi oldukça önemlidir. Erken fark edilen memedeki kitleler daha kolay tedavi edilebilmektedir. Bununla birlikte erken tanı amacıyla ülkemizde 40-69 yaş arasındaki kadınlara, yakınmaları olmasa dahi belirli aralıklarla mamografi ile tarama yapılmaktadır. Meme kanserinin en sık belirtisi, memede ağrı olmadan büyüyen kitlenin oluşmasıdır. Bunun yanında, memede şişlik, ağrı, kaşıntı, yanma hissi, portakal görünümü, meme başında akıntı ve çekilmeler gibi bulgular da görülebilmektedir. Bu aşamadan sonra hastanın sağlık profesyonelleriyle iletişime geçmesi, tanı ve tedavisi için gerekli adımların planlanması çok önemlidir” diyerek meme kanserinde erken tanının önemini bir kez daha dile getirdi.
Onkoplastik Meme Cerrahisi
Özel İzmir Gazi Hastanesi’nde Op. Dr. İbrahim Karagülle ile birlikte onkoplastik meme cerrahisinin uygulandığını belirten Op. Dr. Emran Kuzey Avcı, “ Meme kanserli olgularda gerekli tüm modaliteleri hastalar ile paylaşarak hem meme dokusunun korunmasına hem de kanserli alanın çıkarılmasını sağlayacak onkoplastik meme cerrahisini uygulamaktayız. Bu cerrahiyle meme kanserli hastaların sosyal hayatlarını da göz önünde bulundurarak estetik kaygılarını da gidermekteyiz. Meme kanseriyle kimse yalnız mücadele etmemeli, sağlık profesyonelleriyle birlikte hastalığın erken tanısının konulup meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmamalıdır” dedi.