Son günlerde basında sıkça yer alan tüp bebek tedavisinde  kullanılan mikro enjeksiyon uygulamasına yönelik tartışmalara bir cevap da Medical Park İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı ve Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık’tan geldi. Mikro enjeksiyon yöntemiyle dünyaya gelen çocuklarda ileri yaşlarda nasıl problemlerin ortaya çıkacağının henüz bilinmediği iddialarına yanıt veren Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık, tüp bebek yönteminin güvenilir ve bilimsel bir uygulama olduğunu, bu yöntemle milyonlarca bebeğin doğduğunu ve sağlıklı bir yaşam sürdüğünü söyledi.

Milyonlarca bebek dünyaya geldi

Mikro enjeksiyonun ilk defa 1992 yılında kullanılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Işık, "Mikro enjeksiyon tüp bebekte döllenme sağlanamayan veya şiddetli erkek faktörü hastalarında gerçekten bir çözüm oldu. Zamanla pratik olması, döllenmeyi daha iyi sağlaması nedeniyle diğer tüp bebek nedenleri için de kullanılmaya başlandı ve halen de ülkemizde yüksek oranda mikro enjeksiyon kullanılıyor Klasik  tüp bebeğin yardımcı olamadığı hastalara yardımcı olunabildiği gibi başka tekniklere de ufuk açtı. Bundan tam 1 yıl sonra 1993 yılında testiste hiç sperm olmayan hastalarda spermin bulunmasıyla bu hastalarında gebe kalmasına vesile oldu. Eğer mikroenjeksiyon olmasaydı üreme tıbbı hakkında biz hekimler şimdiye kadar yardımcı olduğumuz hastaların neredeyse yarısına yardımcı olamayacaktık. Bu yöntem tıpta devrim yaratmış bir yöntem. Ve bu teknikle milyonlarca bebek dünyaya geldi. Tüp Bebek teknikleri 2010 yılında Nobel le ödüllendirildi .

Pratik Kazandı

Yöntem laboratuvarlarda kullanıma girmesiyle kullanılan sistemler çok daha ince ayrıntılarla çalışılmaya başlandığını robot ve lazer teknolojisinin geliştiğini belirten Prof. Dr. Işık, “ Bu yöntem neredeyse dünya genelinde hastaların yüzde 60-70’inde kullanılmaya başlandı. Ülkemizde devlet belli koşullara sahip hastalara ilk 2 deneme de devlet kısmi yardım yapıyor. Türkiye’de merkezleirn çoğu bu yöntemi kullanıyor. Tıbbi sakıncası olması konusunda herhangi bir şüphe olmadığını düşünüyorum.

Üniversiteye gidiyorlar

Mikroenjeksiyon ile tüp bebek arasında bugüne kadar gösterilmiş bebeklerde bariz bir farklılığın olmadığını da dile getiren Işık şöyle devam etti: “Sadece erkek bebeklerde genital bölge problemlerine ve kromozom aberasyonlarında bir miktar fazlalık var ama bunun teknikle alakası yok. Çünkü bu bebekler zaten klasik tüp bebekler yöntemiyle doğamayacaklardı. Babalarından gelen bazı problemleri taşıyorlar ama bunun teknikle uzaktan yakından alakası yok. Dolayısıyla mikro enjeksiyonda milyonlarca bebeğe vesile olmuş bir teknik olarak bizim uygulamalarımız arasında son derece özgün bir yer tutuyor. Bebeklerin sağlıkları, takipleri, zekaları, okul başarılarında bugüne kadar fonksiyonel hiçbir problem yok Örneğin büyük doğum ağırlığının mikroenjeksiyonla bir alakası yok. Bunun daha çok donma çözme bebeklerinde ortaya çıkan bir sorun. Bu da çok yoğun kullanılan bir yöntem ve sorunun üzerinde çalışılıyor.  Tüp bebek şu anda 6-7 milyon civarında bebeğin doğmasına vesiledir. Bu teknoloji sayesinde biz çocuk sahibi olamayan insanlara hizmet veriyoruz. Yüz binde birler ikiler civarında bazı problemlerde artışlar var. Ama bu teknikten mi kaynaklanıyor yoksa zaten anne baba olamayacak insanları çocuk sahibi yaptığı için mi bebekte sorun çıkıyor bunu dahi bilemiyoruz. Ancak bu sorunların genetik olma olasılığı da daha fazla gözüküyor. Bu konuda araştırmalar halen devam etmektedir.

"Geç kalmayın"

Tüp bebek yöntemindeki tek sorunun insanların bu yönteme geç başvurmaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık “Şu an üniversiteye giden birçok bebeğimiz var. Bugüne kadar normal doğumlara göre artmış hiçbir problemle karşılaşmadık. Dolasıyla halkımıza şunu söylemeye çalışıyorum. Tüp bebek Türkiye'de çok yakın takipte olan bir teknolojidir. Dünyada da devlet kurumları hem de öze dernekler arayıcıyla yakın takip altındadır ve bilimsel bir işlemdir. Bu konuda kafanızda en ufak bir sıkıntı olmasın. Tüp bebekteki en sıkıntılı iş, sizin bu tedaviye geç başvurmanızdır. diyerek erken tedavinin önemini vurguladı.