Özel Ata Sağlık Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Taner Akgüner, obezite gerek sıklığı, gerekse sonuçları açısından çağımızın en önemli sağlık sorunudur. Önlenebilir hastalıklarda sigaradan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yetişkin nüfusun 1/3 kadarı fazla kilolu, 1/3 kadarıda obezdir. Bu insanlar obeziteye bağlı önemli sağlık sorunları yaşamaktadır ve bu hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Obezite önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır, “ Obeziteyi engellerseniz pek çok insanın ölmesini engellersiniz. Türkiyedeki yetişkin insan nüfusunun yüzde 3’ü morbid obez ( hastalık seviyesinde şişmanlık) kategorisinde yer almaktadır” dedi.
Yandaş hastalıklar artıyor
Obezitenin sebep olduğu hastalıklarda artış gözlendiğini belirten Op. Dr. Taner Akgüner, “ Özellikle Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, inme, safra kesesi hastalıkları, kalp damar hastalıkları ve kanserlerin obez kişilerde daha çok görüldüğünü belirtti. Obezitenin tedavisi planlanırken hastanın psikolojik durumu göz önüne alınmalı ve obeziteye başka bir hastalığın neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Saptanan herhangi bir bozukluk yoksa, yeme alışkanlıkları ve hareket kısıtlanmasına bağlı olarak oluşan bir obezite ise önce diyet ve aktivite artışı önerilmeli, başarılı olunamazsa cerrahi tedaviler düşünülmelidir” dedi
Obezite Tedavisi
Obezite tedavisi öncesi hastanın diyet ve sporla kilo vermesinin denenmesini ve bunun takip ve analizinin yapılması gerektiğini belirten Op. Dr. Taner Akgüner, “ diyet ve sporla kilo veremeyen hastalar için ameliyatlı ve ameliyatsız tedavi yöntemi bulunmaktadır” dedi
Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri
Vücüt Kitle İndeksi 35’in altında olan, diyet ve sporla kilo veremeyen hastalar için öncelikle endoskopik yöntemleri önerdiklerini belirten Op. Dr. Akgüner, “ Mide balonu uygulaması ile hastanın midesinde bir doluluk yaratarak hastanın fazla yemek yemesi engelleniyor. Diğer yandan son zamanlarda gündemde olan mide botoksu ile midenin kas tabakasına botoks işlemi uygulanarak açlık hormonunun salgılanması ve midenin çabuk boşaltılması engellenerek hastanın daha geç acıkması sağlanıyor. Ama bu yöntemler uygulansa da hastanın mutlaka düzenli egzersiz yapması ve diyetine dikkat etmesi de gerekiyor”dedi.
Cerrahi Yöntemler
Cerrahi tedaviler arasında en sık olarak tüp mide ameliyatının uygulandığını belirten Op. Dr. Taner Akgüner, “ bu ameliyatta midenin yüzde 80’lik kısmı çıkarılıyor. Midede daha düşük bir hacim bırakıyoruz. Kişinin az yemek yemesini sağlıyoruz. Gıda alımını kısıtlıyoruz. Daha yüksek kilolu ve tip 2 diyabet hastaları için ise emilimi engelleyici ameliyatlarda uygulanmaktadır. Burada amaç mideden çıkan besinlerin daha kısa yoldan kalın bağırsağa ulaşmasını sağlamak ve ince bağırsaktaki emilimi kısıtlamaktır. Bu ameliyatlar hem kilo vermeyi sağlıyor ve aynı zamanda diyabetin kontrol altına alınmasına da olanak sağlıyor. Bu iki ameliyatın kombine olarak yapıldığı ameliyatlarda bulunmaktadır.
Ameliyat Sonraki Süreç
Ameliyat sonrasında hastalar kısa sürede normal hayatlarına geri dönüyorlar ama mutlaka diyetine dikkat etmesi ve yaşam tarzı değiştirmesi de gerekiyor” dedi.
