Çocukluk çağının sık rastlanan hastalıklarının başında orta kulak enfeksiyonlarının geldiğini belirten Özel Ege Sante Tıp Merkezi’nden KBB Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri, “ 2 yaştan itibaren özellikle 4 yaşa kadar geçen sürede orta kulağın iklim değişim sürelerine denk gelen enfeksiyonları nadir değildir. Bu hastalık kulak ağrısı, ateş , işitme kaybı, huzursuzluk gibi yakınmalarla kendini gösteren ve çocukluk yaş döneminin sık görülen enfeksiyonlarının başında gelir ” dedi.
Yetişkin Çağına Kadar Sürebilir
Bu hastalık çocukluk döneminde yeterli tedavi almaz ise kronik bir orta kulak hastalığı olarak yetişkin çağına kadar sürebildiğini belirten Prof. Dr. Ataman Güneri, “ Orta kulaktaki enfeksiyon kulak zarında hasar oluşturduğu için dış kulak yoluna çıkan enfeksiyonlu akıntıu kulak akıntısı olarka dikkati çeker.
Gerçi her akan kulak mutlaka orta kulak enfeksiyonu kaynaklı olmasa da akıntının önemli bir bölümü orta kulak hastalığına bağlı gelişmektedir. Orta kulaktaki enfeksiyon nadiren sistemik yollarla sıklıkla burun ve geniz bölgesi enfeksiyonlarının aradaki yollar aracılığıyla orta kulağa ulaşması ile tekrarlanır. Kulak zarında delik bulunan hastaların kulak kanalında ulaşabilecek bakteri vemantarlar etkişsiyle akıntılı enfeksiyon tekrarı söz konusu olur.
Enfeksiyon ataklarının tekrar etmesi orta kulaktaki hasarı daha arttıracağı için zamanla hem enfeksiyonun tipi dirençli olmaya başlar hem de içerideki hasarın boyutuna göre işitme giderek kötüleşir . Bu nedenle orta kulağın akıntılı kronik enfeksiyonlarının olabildiğince kısa bir süre içerisinde tedavi edilmesi mümkünse vücudun tamir gücüyle kendiliğinden iyileşmesine fırsat verilmesi , bu mümkün olamıyorsa da cerrahi yöntemlerle iyileştirilmesine çalışılması gerekir.” dedi.
İki Grupta İncelenir
Orta kulağın akıntılı hastalıkları daha masum seyirli olan, tedavi edildikçe kuruyup iyileşen işitmeyi çok fazla bozmayan türlerde olabildiği gibi, tedaviye dirençli, ve komşu organlara enfeksiyonu bulaştırarak komplikasyon geliştiren tehlikeli türleri de bulunabilir. Prof. Dr. Ataman Güneri, “ Bu nedenle her akan kulağın potansiyel bir kötü seyir adayı olduğunu düşünüp önemsenmesi, uygun zamanlarda uygun tedavilerle bu problemi bir an önce iyileştirmek gerekir. Bu hem bir hijyen hem de işitmenin ve potansiyel bir komplikasyonun engellenmesi için gerekli olmaktadır. ” dedi.
Amaç Enfeksiyonu Yok Etmek
Prof. Dr. Ataman Güneri, “ Bu hastalıklarda yapılacak olan tedavinin amacı öncelikle enfeksiyonu yok etmek . Kafa içerisindeki vücuttaki kemikleri tutan enfeksiyon kaynağını kurutmak kişinin sağlıklı bir kulak kanalına sahip olmasını sağlamak böylelikle banyo yaparken havuza denize girerken kulağını koruma ihtiyacını ortadan kaldırmaktır. Var olan işitmeyi korumak, işitmenin daha bozulmasını engellemek gibi amaçlar söz konusudur. Yapılacak olan tedavilerle işitmenin iyileştirilmesi de amaçlanmalıdır. Operasyon sonrası işitme kazancı sağlanamayan kişilerde kulak kanalında işitme cihazı kullanma şansı yaratılmalıdır.” dedi.