Dr. Füsun Güven PRP’nin derideki kırışıklık, sarkma, leke, yara ve sivilce izleri, çatlaklar ve saç dökülmelerinde kullanılan, son yılların etkin tedavi yöntemlerinden biri olduğunu söyledi.
PRP deride Onarılma sürecini tetikler
PRP’nin (Platelet Rich Plazma), pıhtılaşma hücrelerinden zengin kan olduğunu ve kişinin kendi kanından elde edildiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Füsun Güven, “ Deri yaralandığında, onarım için yara bölgesine pıhtı hücreleri gelir. Bu hücreler, büyüme faktörleri olarak adlandırılan maddeleri salgılayarak, deride onarım sürecini başlatırlar. Ayrıca yaralı bölgeye kök hücreleri çekerler. Bu nedenle, PRP tedavisi yapıldığında, deride onarılma ve yenilenme süreci tetiklenmiş olur. Yara, iyileşmesini taklit edercesine üretim başlar, kollajen ve elastik lifler üretilir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, deri sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır.” dedi.
Tedavinin 2-4 hafta aralarla 3-4 seans yapılması gerektiğini kaydeden Dr. Güven, “ tedavi sona erdikten 6-12 ay sonra tekrar uygulanabilir. Kişinin kendi kanıyla yapıldığından tedavi sonrası yan etki beklenmez. PRP tedavisi ile sarkmada azalma, kırışıklıklarda hafifleme, sıkılaşma, izlerde azalma olur. Saçlı deriye uygulandığında, saç sayı ve kalınlığında artış görülür. Yüzde aydınlık ve duruluk meydana gelir. Lazer, peeling gibi leke tedavilerine PRP eklemek leke tedavisini hızlandırır ve daha iyi sonuç alınmasını destekler. PRP tedavisi cildin kendini yenileme esasına dayandığından, tedavi sonuçları geç görülür. Genellikle 2-3 seanstan sonra ortaya çıkar, tam etki 3-6 ayda görülür ve 1-1,5 yıl kadar etkinliği sürer.”
Geniş Kullanım Alanı
Dr. Güven PRP’nin, yılların, güneş ışınlarının, çevresel faktörlerin ve sigaranın deride neden olduğu izlerin, matlık, cansızlık, soluk görünüm ve kırışıklıkların giderilmesi, esneklik ve parlaklığın geri kazanılması, saç dökülmesinin engellenmesi ve diğer saçlı deri tedavilerine destek sağlanması, iyileşmesi uzun süren yara, çatlak ve skar gibi deri bütünlüğünü bozan durumların kontrolünün sağlanması amacıyla yüz, boyun, dekolte bölgesi, el, bacak içi, kol başta olmak üzere pek çok deri bölgesine uygulanabilen, hücresel tedavi yöntemlerinden biri olduğunu söyledi.
Tedavide, kişiden 8-20 cc arasında değişen miktarlarda kan alınarak özel tüplere konulduğunu kaydeden Dr. Güven, bu tüplerin yüksek hızda dönen santrifuj cihazına yerleştirildiğini söyledi. Dr. Füsun Güven “ Santrifuj cihazı pıhtı hücrelerinden zengin plazma elde edebilmek için belli bir hızda ve sürede dönmelidir. Özel tüpler olmadan elde edilen plazmada pıhtı hücreleri 200.000 civarında kalır ve bu sayı cildi yenilemekte yeterli olmaz. PRP tedavisinde kanın konulduğu özel tüpler sayesinde 1 milyon pıhtı hücresi içeren plazma elde edilebilir. Elde edilen plazma, küçük iğneler aracılığıyla, sorunlu bölgedeki deri ve derialtına verilir. Ayrıca lazer, radyofrekans gibi diğer uygulamalar sırasında da açılan gözeneklerden emdirilebilir” diye konuştu.