Op. Dr. Ahmet Önal
Özel İzmir Gazi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı
Safra kesesi taşı ihmale gelmemesi gereken bir rahatsızlıktır. Gelişen teknoloji ve artan deneyim ile birlikte, tedavide uygulanan ve artık tek delikle de yapılabilen kapalı (laparoskopik) ameliyatlar son derece konforlu gerçekleşmekte ve problemi ortadan kaldırmaya yöneliktir.
Her 10 Kişiden Birinde Var
Ortalama her 10 erişkinden birinde safra kesesi taşına rastlanıyor. Hastalığın kalıtsal yanı olduğunu gösteren deliller vardır. Çok doğum yapmış kadınlarda, şişmanlarda, çok hızlı kilo verenlerde, midesinin bir kısmı ameliyatla çıkarılmış olanlarda safra kesesi taşı daha sık görülüyor.
Safra Kesesi Taşlarının Belirtileri
Hastalar genelde sırta ve mideye yansıyan karın ağrısı, hazımsızlık, şişkinlik, ekşime, yanma, özellikle yağlı gıdalara tahammülsüzlük gibi aslında başka sebepleri de olabilecek yakınmalarla başvurmaktadır. Hastalık hiç belirti vermeden başka şikayetler için yapılan tetkikler sırasında da anlaşılabilir. Biz hastalara, bu belirtilerin safra kesesi taşı için aslında iyi dönemler olduğunu, gelecekte daha problemli bir sürecin başlayacağını ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleriz.
Taşlar Alınmazsa Ölüme Kadar Gidebilir
Safra kesesi taşları kesenin ağzını tıkayarak “safra kesesi iltihabına” yol açabilir. Küçük taşlar ana safra kanalına düşüp burada tıkanıklığa yol açarak “tıkanma sarılığı” meydana getirebilirler. Yine pankreas bezine ait kanalı tıkamaları sonucu oluşan ve “pankreatit” adı verilen pankreas bezi iltihabı da tedavi edilmediğinde %50 ölümle sonuçlanabilir. Bu tabloların hepsi hastaneye yatılmasını ve acil müdahale edilmesini gerektiren durumlardır. Ayrıca safra kesesi kanserinde % 95 oranında kesede taş mevcuttur. Bu da “safra kesesi kanseri” ile safra kesesi taşları arasında bir ilişkinin var olduğunu göstermektedir.”
Safra Kesesi Taşının Tedavisi Nedir?
Safra kesesi taşının kesin tedavisi yüzlerce yıldır aynıdır ve bu da safra kesesinin, içindeki taşlarla birlikte ameliyatla alınmasıyla gerçekleşmektedir. Safra kesesi ameliyatı için açık ve kapalı yöntemlerden faydalanılmaktadır.
Açık Kolesistektomi (Açık Ameliyat)
Açık kolesitektomi, başlangıçtan beri uygulanan klasik yöntemdir. Karın sağ üst bölgesinden yapılan cerrahi bir kesi yardımıyla karın boşluğuna girilmesi ve safra kesesinin çıkarılması işlemidir. Günümüzde yerini kapalı (laparoskopik) yöntem almış gibi görünse de, gerekli olduğu hallerde halen uygulanan bir yöntemdir.
Laparoskopik Kolesistektomi (Kapalı Ameliyat)
1987 yılından günümüze tüm dünyada yaygınlaşarak kullanılmaya devam eden laparoskopik kolesistektomi (kapalı ameliyat), günümüzde safra kesesi taşına bağlı şikayeti olan hastaların tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Karına açılan deliklerden içeri sokulan çeşitli sistemler ve kamera yardımıyla, bir televizyon ekranından izlenerek safra kesesinin dışarı çıkarılması işlemidir.
SILS (Tek Delikten Ameliyat)
Teknolojik gelişmeler ve cerrahi deneyimin artmasıyla birlikte son 10 yıldır bu ameliyatların artık tek delikten girilerek gerçekleştirilebilmektedir. “SILS” adı verilen tek delik yöntemi kliniklerde uygun hastalar için rutin olarak uygulanmaktadır. Bu yöntemle hastalar ameliyat sonrasında oldukça rahat olmakta ve hızlı bir şekilde günlük yaşamlarına dönmektedirler. Ayrıca aynı hastada aynı dönemde tespit edilen birden fazla hastalık nedeniyle aynı ameliyatla da tek delikten birden çok organ çıkarılabiliyor.
Ege bölgesinde ilk defa
“ Bunun bir örneğini geçtiğimiz yıllarda kadın doğum ekibi ile birlikte gerçekleştirdik ve hastanın safra kesesi ile birlikte rahimini aynı ameliyatla tek delikten çıkararak ege bölgesinde bir ilki gerçekleştirdik. Ülkemizde belirli merkezlerde yapılabilen bu işlemi, halen farklı ekiplerle, farklı hastalıklarda ve uygun hastalarda yapmaya devam ediyoruz.
Sonuç olarak, safra kesesi taşından değil onun ileride yaratacağı problemlerden çekinilmesi gerekmektedir. Hastalar gecikmeden bir genel cerrahi birimine başvurarak kendilerini günümüzün gelişmiş tedavi yöntemlerine emanet etmelidirler.