Ekol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Attila El, “batı tarzı, yağlı ve karbonhidratlı gıdalar ile beslenenlerde, 40 yaş üzeri, doğum yapmış, açık tenli ve kilolu bayanlarda ise daha sık problemle karşılaşılmaktadır. Şeker hastalığı ve kolesterol düzeyinin yüksekliği de sorunlara zemin hazırlar” dedi.

Safra kesesinin karaciğerin altında yapışık olarak bulunan bir kese olduğunu belirten Opr. Dr. Attila El, “Sağlıklı Akdeniz tarzı beslenen kişilerde ve spor yapanlarda safra kesesi sorunları daha az görülmektedir. Batı tarzı, yağlı ve karbonhidratlı gıdalar ile beslenenlerde, 40 yaş üzeri, doğum yapmış, açık tenli ve kilolu bayanlarda ise daha sık problemle karşılaşılmaktadır. Şeker hastalığı ve kolesterol düzeyinin yüksekliği de sorunlara zemin hazırlar” dedi.

Belirtileri

Safra kesesinin hastalıkları içinde taşların önemli yer tuttuğunu belirten Opr. Dr. Attila El, “Önce kesenin içinde yoğunlaşan safra çamur halinde birikmeye, daha sonra ise birleşerek taş nüvesini oluşturur. Zaman geçtikçe kişide yemek sonrası karında şişkinlik, gaz birikimi, hazımsızlık, karın sağ üst bölgesi ve sırtta hafif ağrılar başlar, bulantı da eklenir. Sıklıkla mide hastalıkları ile karışan bu belirtiler nedeniyle mide ilaçları kullanılarak rahatlamaya çalışılır. Bu dönemde yapılacak olan karın ultrasonu teşhis koymada en önemli argümandır. Böbrek taşı sorununda uygulanan taş kırma metodu, safra kesesi taşı için geçerli değildir. Tek ve radikal çözüm safra kesesinin total olarak alınacağı bir operasyondur” şeklinde konuştu.

Ameliyat Ertelenmemeli

Opr. Dr. Attila El, “Eğer ameliyat çeşitli nedenlerle ertelenirse, taş safra kesesi içinde hareket halinde olduğu için, travmatize ederek organın iltihaplanmasına neden olur. Ateş, şiddetli karın ve sırt ağrısı, bulantı, kusma en sık görülen bulgulardır ve gerekli durumlarda hastaneye yatırılarak medikal tedavi gerekebilir. Komşu organ pankreasın da enfeksiyona ilavesi durumunda ise hayati tehlike söz konusu olabilir. Uzun süreli tedavi ve kontrolleri takiben, enfeksiyon geriletildikten sonra operasyona sıra gelecektir. Bazen yapılan tedaviye rağmen safra kesesindeki olay kendi absesine veya karaciğer absesine gidiş gösterebilir, böyle durumlarda riskleri göze alarak, ameliyat kararı alınabilir” dedi.

Ameliyat Sonrası

Daha ender gelişen komplikasyonlar içinde safra kesesinin enfeksiyon sonucu cidarının delinip içindeki iltihaplı sıvının karın boşluğuna yayılması ölümle sonuçlanabilecek çok ciddi bir soruna neden olabilir ki, bu da en korkulan sıkıntılardan biridir” diyen Opr. Dr. Attila El, “Safra kesesi ameliyatları kapalı veya delikli yöntem olarak bilinen teknik ile yapılmaktadır. Eğer operasyon bu yöntem ile bitirilebilir ve herhangi bir sıkıntı yaşanmaz ise bir gece hastanede kalış sonrası eve gidebilir ve 3-4 gün sonra sosyal hayatına dönebilir. Ameliyat sırasında karşılaşılan sıkıntılar, anatomik değişiklikler durumunda hastaya zarar verebilecek riskler ortaya çıktığında açık ameliyata geçilebilir, fakat bu oran oldukça düşüktür. Ameliyat yarasının büyük olması, iyileşme sürecinin uzaması dezavantajlarıdır. Safra kesesinin alınması hastanın hayatında herhangi bir soruna genellikle neden olmaz. Birkaç aylık yiyecekler konusundaki hassasiyet yeterli olacaktır. Taş dışında daha ender olarak, safra kesesinin içinde polip adında etsi çıkıntılar oluşabilir Hiçbir belirti vermediği için rastlantı ile farkedilir. Bir santimden küçük ve tek polibin yanlızca 6 aylık ultrason ile takip edilmesi yeterlidir, operasyon gerekli değildir. Ancak 1 santimin üzerinde veya birden fazla sayıda ve büyüme potansiyalinde ise, kanserleşme riski başladığı için, belirti vermese dahi ameliyat ile safra kesesinin alınması gereklidir” şeklinde konuştu.