Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kaçar halk arasında şeker ameliyatı olarak bilinen cerrahinin tıptaki adının Metabolik Cerrahi olduğunu belirterek, tüm dünyada Metabolik Cerrahi adıyla kabul edilen cerrahinin Tip 2 diyabeti olan uygun hastalara uygulandığında yüz güldüren sonuçlar verdiğini söyledi.
Tip 2 Diyabeti Olanlara Uygulanmaktadır
Metabolik Cerrahi’nin sadece Tip 2 şeker hastalığı olanlar ve bu hastaların da bir kısmına uygulanan yöntem olduğunu belirten Doç. Dr. Kaçar, “ Tip 1 şeker hastalığında bu ameliyatların yeri yoktur. Çünkü Tip 1 şeker hastalığında insülin üretimi olmamaktadır. Tip 2 şeker hastalığında ise vücutta insülin var ama çeşitli nedenlerle kullanılamıyor ya da az kullanılıyor. İşte bu metabolik cerrahi yöntemler vücutta bir takım metabolik etkiler oluşturarak, vücutta üretilen insülininin kullanılabilir hale gelmesini sağlıyorlar.” dedi.
İnsülin Kullanılabilir Hale Geliyor
Metabolik Cerrahinin bir takım metabolik etkiler ortaya çıkararak hastanın kilo vermesini sağladığını ve hastanın vücudunda zaten üretilen insülini kullanılabilir hale getirdiğini belirten Doç. Dr. Kaçar, “ Aslında Tip 2 şeker hastalığının tedavisi tüm dünyada yüzyıllardır biliniyor. Eğitim, beslenme, spor ve gerekiyorsa ilaç tedavisi. Fakat öncelikle vücuda soktuğumuz şekeri kontrol etmemiz lazım. Çünkü şekeri vücuda sokmadan önce kontrol edemezsek, vücudumuzda şekeri kontrol altına almaya çalışmamızın hiçbir anlamı yok. Bazen hastalık öyle bir hale geliyor ki siz beslenmenizi düzgün yapsanız, düzenli spor yapsanız, ilaçlarınızı saatli kullansanız dahi vücuttaki şekeri kontrol edemez hale geliyorsunuz.”
Hangi Tip2 hastalara uygulanıyor
Doç. Dr. Kaçar Tip 2 şeker hastalığının sinsi bir hastalık olarak bilindiğini belirterek, “ Şeker hastalığı vücutta bir takım etkileri yapmış, kalp damarlarında ve büyük damarlarda hasar oluşturmuş durumdayken şekerin tanısı konabiliyor. Aslında hastalar kendilerini sağlıklı zannediyorlar ancak bir kalp krizi esnasında şekeri kontrol altında olmadığı fark ediliyor. Metabolik Cerrahi Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 35 üzerinde olan hastalara uygulanabiliyor. Bunun yanında VKİ 30 üzerinde ve tıbbi yöntemlerle şekeri kontrol altına alınamayan hastalara da uygulanabilir.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı
Laparoskopik yöntemle yapılan Metabolik Cerrahi ameliyatında çeşitli yöntemler olduğunu belirten Doç. Dr. Kaçar, “ Genel olarak kabul gören yöntem transit bipartisyon yöntemidir. Bu ameliyat normal fizyolojiye daha yakın olan yöntemlerden biridir. Aynı tüp mide ameliyatında olduğu gibi midenin yüzde 75’i çıkarılıyor ve böylece kişinin alacağı besin miktarını kontrol altına almış oluyoruz. Yine midenin açlık hormonu salgılayan kısmını aldığımız için kişi açlık hissetmiyor. Tüp mide ameliyatına ilave olarak ince bağırsağı iki buçuk metre ilerisinden kesiyoruz ve mideye bağlıyoruz. Ama midenin çıkışını da kapatmıyoruz. Böylece ağızdan aldığımız gıdaların bir kısmının normal yolla mideden çıkıp 12 parmak bağırsağına ve ince bağırsağın ilk 2 metrelik kısmına ulaşmasını, orada emilmesi gereken gıdaların emilmesini sağlıyoruz. Yine ağızdan alınanların bir kısmı da yaptığımız diğer bağlantıdan geçerek dışarı atılıyor. Dolayısıyla iki yolda kullanılıyor. Bu yöntem komplikasyon oranları olarak düşük bir yöntem. Hasta operasyondan sonra 3 gün hastanede kalıyor. 15 gün sıvı gıda, 15 günden sonra yumuşak gıda ve 1 ay sonra katı gıda tüketimi öneriyoruz. Ameliyattan hemen sonra şeker ilaçları ve insülini kesiyoruz. Bu yöntemin 10 yıllık başarı oranı ise yüzde 90 civarlarındadır. Obezite ve Metabolik Cerrahi gibi yöntemler tecrübeli ellerde güvenilir yöntemlerdir. Ben bunu özellikle söylüyorum. Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatları tecrübeli ve ehil ellerde yapılmalıdır.
Dr. Kaçar’dan Özeleştiri Önerisi
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kaçar tüm cerrahların bir özeleştiri yapması gerektiği çağrısında bulundu. Bir takım soruları hekimlerin kendisine sorması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kaçar şunları söyledi.
“ Şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Hiçbir etki altında kalmadan, dürüstçe cevap vermemiz gerekiyor. Ben hastalarıma en iyi tedavi yöntemini sunuyor muyum? Eğer cevap evetse her şey yolunda gidiyor demektir. Hem hekim açısından, hem hasta açısından hem de hastaların çevresindekiler açısından. Biz hekimlerin hastalarımıza sunabildiğimiz en iyi tedavi şeklini sunuyor olmamız lazım. Bu tedavi yöntemini biz uygulamıyor olsak bile gönül rahatlığıyla dememiz gerekir ki “ sizin hastalığınıza bu yöntem uygun, ama bunu ben yapamıyorum. Bu tedavi şu merkezde yapılıyor. Sen bu merkeze git tedavini ol”. Bunu yaptığımız zaman hem hekim olarak mesleğimizin gereğini yapmış oluruz, hem de hastalarımıza daha faydalı olmuş oluruz” dedi.