Op. Dr. Parlar yaşanılan şiddetli karın ağrılarının atardamar genişlemesinden kaynaklanabileceğini söyledi.
Anevrizmaların damar duvarında çeşitli bilinen ve bilinmeyen sebeplerden dolayı damar duvarının sağlamlığını kaybetmesi ve damarın genişlemesi durumu olduğunu belirten Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Parlar, “ Aort anevrizmaları vücutta bulundukları bölgeye göre isimlendirilir. Abdominal (karındaki) aort anevrizması karın ana damarında ki genişlemedir. Normalde çapı 3 cm’den küçük iken 3 cm’yi geçtiğinde genişleme kabul edilir, fakat tedavi 5-5.5 cm’yi geçen anevrizmalarda gereklidir.” Dedi.
Anevrizmalar önemlidir
Atardamarda genişleme yani balonlaşma olduğunda damar duvarının sağlamlığını kaybettiğini ve yırtılma riski taşıdığını belirten Op. Dr. Parlar, “ Damar ne kadar genişlerse damar duvarı o kadar gerilir, incelir ve yırtılma ihtimali o kadar artar. Aort çapı 5 cm olana kadar yırtılma ihtimali düşüktür ve bu dönemde hastalara cerrahi veya girişimsel tedavi önerilmez, periyodik (6-12 ayda bir) kontrol muayeneleri ve tetkikleri ile anevrizma takip edilir. Anevrizma çapı 5 cm'yi aşınca yırtılma riski artar.” diye konuştu.
Hastalarda Belirti Vermeyebilir
Damar genişlemesinin çoğu zaman sessiz seyrettiğini ve şikâyet oluşturmayabildiğini kaydeden Op. Dr. Ali İhsan Parlar, “ Anevrizmalar başka bir sebeple yapılan tetkiklerde (batın ultrason ya da tomografisi) fark edilebilir. Hastaların bir kısmında karın ağrısı olabilir, kalanında da hiç bir yakınma olmayabilir. Yırtılma olduğunda şiddetli karın ağrısı, iç kanama ve şok tablosu meydana gelebilmektedir.”
Anevrizmalarda Tanı ve Tedavi
Abdominal aort anevrizmasında ( Atardamar Genişlemesi) tanının ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve MR gibi tetkiklerle konduğunu kaydeden Op. Dr. Parlar, “ Aort anevrizmalarında çap 5.5 cm olduğunda tedavi gerekir. Ancak kontrollerde hızlı büyüme saptanması, yakınma oluşturması, sızıntı oluşturması ya da yırtılması gibi durumlarda çapa bakılmaksızın tedavi gerekir. Günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri açık ameliyat ve anjiyografi ile uygulanan tedavilerdir. Aort anevrizmalarından standart tedavi yöntemi ameliyatla bu genişlemiş damarın çıkarılıp yerine yapay damarın dikilmesidir. Son 25 yılda anjiyografi ile yapılan girişimsel işlemlerdeki gelişmeler aort anevrizma hastalığında açık ameliyat yapılmadan da tedaviyi sağlayabilmektedir. Bu yöntemde normal anjiyografi gibidir, fakat her iki kasık damarı girişim için kullanılmaktadır. Yerleştirilecek yapay damarlar özel bir katater üzerine sıkıştırılmış özel bir kumaş ile kaplı geniş stentlerdir ve çoğu zaman kasık damarına girişim için kasıkta küçük bir ameliyat gerektirebilmektedir. Bu tedavide ile damarın genişlemiş bölgesi devre dışı bırakılarak damarın yırtılmasını önlemektir.” dedi.
Girişimsel tedavinin avantajları
Girişimsel yöntemle yerleştirilen stentlerin açık ameliyatla yerleştirilen yapay damarlara benzeyen sadece ameliyatsız ve dikişsiz yerleştirilen yapay damarlar olduğunu belirten Op. Dr. Ali İhsan Parlar, “ bu yöntemin önemli avantajı genel anestezi gerekmeden uygulanabilmesi, işlemin kolay olması, daha kısa sürmesi, işlemden sonra yatış süresinin kısa ve işleme bağlı risklerin daha az olmasıdır. Girişimsel yöntemlerle uygulanan kapalı ameliyat olarak adlandırılan bu tedavi her hasta için mümkün olmayabilir. Sadece anatomik yapısı uygun olan hastalara bu tedavi yöntemi başarı ile uygulanabilmektedir.” diye konuştu.