Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Demirtaş, Tiroid ameliyatları sırasında kullanılan sinir monitörünün, ses tellerini uyaran ve ameliyat esnasında sesli ve görüntülü olacak şekilde cerraha uyarı veren bir sistem olduğunu belirterek, “ Sinir monitorizasyon sistemi sinirin hem bulunmasında hem de korunmasında katkıda bulunabilmektedir. Ayrıca bu sistem ile ameliyat bitiminde ses tellerini uyaran sinirin korunduğu da teyit edilmektedir.” dedi.
Klinik pratikte tiroidde bir nodül saptandığında bunun kötü huylu olabileceğinden korkulduğunu belirten Op. Dr. Demirtaş, “ Ancak bu lezyonların çoğunun iyi huylu olduğu ve iyi bir değerlendirmeden sonra hastanın basitçe takip edileceği unutulmamalıdır. Tiroid nodülleri tek veya çok sayıda, solid, kistik veya karışık yapıda, fonksiyonlu ya da fonksiyonsuz olabilir.” dedi.
Nodülde kötü huy Riskini Arttıran Faktörler:
Nodüllerin çocukluk çağında görülmesinin kötü huylu olma riskini arttırdığını belirten Op. Dr. Demirtaş, “ erkek cinsiyet, 45 yaş üzerinde yeni çıkan nodül, nodülde hızlı büyüme, eşlik eden ses kısıklığı, radyasyona maruz kalmak ya da çocukluk çağında boyna radyoterapi almak, ailede tiroid kanseri varlığı, sintigrafide soğuk nodül (soğuk nodülde kötü huylu olma olasılığı yüzde 15’lere ulaşırken, sıcak nodüllerde habaset oranı yüzde 1’den küçüktür), muayenede sert, fikse, sınırları düzensiz, büyük nodül varlığı, riskli ultrasonografi görünüşü diğer sebepler arasındadır” dedi
Op. Dr. Demirtaş, 4 cm’den büyük nodüller, düzensiz sınırlar, boyunda riskli lenf nodları, karışık nodül içi kanlanma artışı, nodülün yüksekliğinin eninden fazla olması gibi durumlarda da iyi huylu olma ihtimalini arttırdığını söyledi.
Tedavide Sinir Monitorizasyonu;
Günümüzde tiroid ve paratiroid cerrahisi sırasında ses tellerine giden siniri korumak için uygulanacak altın standart yöntemin; sinirin rutin olarak görülmesi ve ameliyat alanındaki seyrinin izlenmesi olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Sinir monitorizasyonu, sinirin gözle görülmesi yönteminin yerini almaktan ziyade tamamlayıcı bir yöntem gibi hizmet eder ve ameliyat sırasında sinirsel fonksiyonlar hakkında bilgi verir. Sinirin görülmeden önce haritasının çıkarılması için kullanılabilir. Böylece gereksiz diseksiyona bağlı kanama ve sinirsel harabiyetten kaçınılmasına olanak sağlayabilir. Bu durum özellikle ikincil cerrahilerde skarlı alanda çok yardımcı olabilir. Sinir monitorizasyonunun uygun kullanımı için deneyim şarttır. Bu bağlamda hem cerrahların hem de anestezistlerin sistemi ve yöntemi öğrenmeleri ve deneyim kazanmaları gerekir.” dedi.
Sinirin bu yöntem ile uyarılması sonucunda cerrah, görsel veya ses olarak yanıt alıyorsa sinirin sağlam olduğu sonucuna varabilmektedir. Böylece ameliyatın çeşitli evrelerinde siniri uyararak bir sorun olup olmadığı ameliyat sırasında fark edebilmekte ve hastanın ameliyattan sonra ses sorunu ile karşılaşıp karşılaşmayacağını hasta ameliyat masasında ve halen uyuyorken tahmin edebilmektedir.