Teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle tıp dünyasında güzel gelişmelerin olduğunu belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık tüp bebek tedavisinde son on yıla damgasını vuran iki devrimsel gelişme olan “vitrifikasyon” yani ani dondurma ve yeni nesil embriyo genetik analizi “NGS” teknolojisi” yüz güldüren sonuçlar veriyor” dedi.
Vitrifikasyon Yöntemi
Kırk yılı aşkın sürede milyonlarca bebeğin dünyaya gelmesine vesile olmuş tüp bebek teknolojisinde son yıllarda uygulamaları derinden etkileyen bir tekniğin devreye girdiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık, “ Ani dondurma olarak tariflenebilecek “vitrifikasyon” tekniği sayesinde birçok olumlu değişiklik tüp bebek uygulamalarında yerini aldı. Güvenli embriyo ve yumurta dondurma tekniği sayesinde tüp bebek uygulamalarında artık birçok olumlu gelişme mevcuttur. Bu sayede günümüzde tüp bebekte en çok korkulan komplikasyonlardan biri olan aşırı yumurtalık uyarılması sendromunu yönetmek artık çok çok daha kolaylaştı. Diğer yandan son on yıla kadar dondurma tekniklerinin zaman alıcı ve daha az güvenli olması nedeniyle klinikler çok sayıda taze embriyo transferi yaparak gebelik oranlarını arttırmaya ve elde edilen embriyolardan daha azının boşa gitmesine çalışıyorlardı. Ancak bu gelişmelerle bununda önüne geçilmiş oldu. Ayrıca yumurtaların döllenmeye gerek kalmadan ve ileri aşamaya geçmiş 5’inci ve 6’ıncı gün embriyolarının güvenli bir şekilde dondurulabilmesine olanak sağlanması da çığır açan bir gelişme olarak ortaya çıktı.
Embriyo Genetik Araştırmaları
Yeni nesil embriyo genetik incelenmesi teknolojisi sayesinde üreme genetiği alanında son 10 yıla damgasını vurmuş bir gelişme olarak göründüğünü söyleyen Prof. Dr. Ahmet Zeki Işık,
Preimplantasyon Genetik Testler başlığı altında tanımlanan yani anne rahmine tutunma öncesi embriyolarda genetik araştırma yapılmasının çok sayıda insanın istediği kadar ve sağlıklı çocuk sahibi olabilmesi şansına kavuşmasına vesile olduğunu belirterek şunları söyledi:
Ülkemizde her 4 veya 5 çiftten birinin yakın akraba evliliği olduğunu ve bunun nesillerdir devam eden bir uygulama olduğunu düşünürsek çekinik nadir görülen gen hastalıklarının her iki ebeveyinde de ortaya çıkması şansının arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hastalıklı bebeklerin doğması örneğin SMA hastalığı olan bir bebeğin doğmasının hem aileye hem de sosyal güvenlik sistemine getireceği yük çok fazla olmaktadır. İşte genetik ön taramalarla bu tip çekinik hastalıkların çiftin her ikisinde olup olmadığı kontrol edilebilir ve her ikisinde de aynı taşıyıcılığın olduğu saptanırsa tüp bebek işlemine gidilerek elde edilen embriyolara 5. gün evresinde embriyo biyopsi işlemi gerçekleştirilerek embriyonun bu hastalığa sahip olup olmadığı anlaşılabilir. Normal ve sadece taşıyıcı olan embriyolar daha sonra anne adayına transfer edilerek hastalıklı olmayan bir bebeğin doğması sağlanabilir.