Hidrojel tedavisinin özellikle diz kireçlenmesi yaşayan hastalar için cerrahi dışı bir çözüm olduğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. H. Faruk Çırmayın hidrojel tedavisi hakkında bilgi verdi.
Hidrojel tedavisinin daha çok diz eklemlerinde kullanıldığını söyleyen Op. Dr. H. Faruk Çırmayın, “ Su bazlı bir bileşim olan bu madde, sinovyal dokuyu destekleyerek ağrıyı hafifletme ve eklem fonksiyonlarını rahatlama amacıyla kullanılmaktadır. Hidrojel, %97,5'i steril su, %2,5'i poliakrilamid maddesinden oluşan jel kıvamında bir biyomalzemedir. Bu bileşim, vücudun yapısına biyolojik olarak uyumlu olup, eklem kireçlenmesinde yeni bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Hidrojel, 2021 yılında Avrupa CE belgesini alarak diz eklemlerinde tedavi olarak kullanılmak üzere onaylanmıştır. O zamandan bu yana yaygın olarak kullanılmakta olan hidrojel tedavisi ile olumlu sonuçlar elde edilmektedir" dedi.
Tedavi Süreci
Hidrojel tedavisinin lokal anestezi altında gerçekleştirildiğini belirten Op. Dr. H. Faruk Çırmayın, “ Tedavi steril koşullarda lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Diz eklemine 6 adet enjeksiyon yapılır ve bu işlem bir seans olarak gerçekleştirilir. PRP veya hyaluronik asit gibi yöntemlerle benzer bir uygulama şekline sahiptir, ancak hidrojelin etki mekanizması daha farklıdır. Tedavi öncesinde enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla hastaya tek doz antibiyotik verilir. Hidrojel, eklem boşluğuna enjekte edildikten sonra sinovyal doku ile bütünleşir ve sinovyal zarın kalınlaşmasına yardımcı olur. Bu sayede eklemi korur, iltihaplanmayı azaltır ve eklemin yük taşıma kapasitesini artırır. Ancak, hidrojel eklem dokularını onarma veya gençleştirme işlevi görmez. Hidrojel tedavisi sonrası hastalar genellikle 1 ay içinde iyileşme belirtileri görmeye başlar. Su bazlı olan hidrojel, vücut tarafından parçalanmadığı için etkisi uzun sürelidir. Ortalama 3 yıl boyunca ağrıyı hafifletici etkisi devam edebilir, ancak bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir” açıklamalarında bulundu.
Kimler İçin Uygun?
Hidrojel tedavisinin cerrahi operasyon gerektirmeyen veya ameliyat olmaktan korkan hastalar için uygun olduğunu vurgulayan Op. Dr. H. Faruk Çırmayın, "İleri derecede diz kireçlenmesi olan ancak kalp ve nörolojik hastalıklar gibi narkoz alması yüksek risk taşıdığı için ameliyatına alınamayan hastalar hidrojel iğne tedavisi için uygun adaylardır. Ancak her hastaya bu tedavinin uygulanması mümkün değil. Hastanın daha önce çekilmiş olan radyografilerini değerlendirerek doğru tanı koymak çok önemli ardından da kaliteli malzeme kullanımı. Dolayısıyla böyle bir hazırlığın yapılması muayene ortamından geçer. Hastalarımız genelde telefon üzerinden fiyat ve uygulama hakkında bilgi alma arayışındalar. Gerçekten hangi tedavinin ona uygun olduğunu öğrenmekten ziyade yakınlarından ya da farklı hekimlerden duyduğu bir işlemi direkt yaptırma hevesindeler. Bu tarz bir yaklaşım birçok olumsuz sonuç doğurabilir. O yüzden burdan tüm hastalara seslenmek istiyorum. Lütfen önce güvendiğiniz bir hekime muayene olun, iyi araştırın ve ona göre karar verin” dedi.
Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi sonrası süreç hakkında bilgi veren Op.Dr. H. Faruk Çırmayın, "İlk 3 gün boyunca hastaların uzun yürüyüşlerden ve yorucu aktivitelerden kaçınması öneriyoruz. İşlem yapılan bölgeye günde 4-5 kez 20 dakikalık buz uygulaması yapmak şişliği ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca iyileşme açısından enjeksiyon yapılan bölgeye bir gün kadar su temasının önlenmesini tavsiye ediyoruz” dedi.